GEL KİTABI V. BÖLÜM VE SONSUZ IŞIK

Geçtiğimiz 4 evre bizi daha da rafine hale getirdi. Ancak toplumla bazı sorunlar gündeme geldi. Bu durumda alacağımız önlemleri bu bölümde açıklamaya çalışacağız. Işıklı kişi olmak hem çok güzel bir duygu hem de zor bir olaydır.

Işık bölümü altında topladığımız bu son tavsiyeler umarız, ışıklı kişilere ışık tutar.

GEL KİTABI V. BÖLÜM VE SONSUZ IŞIK

MADDE 15. IŞIK

Düşünmeyi öğrenmek, derin dalabilmek, kapıyı aralayabilmek öğrenildi mi, gidip, gelmeler kolaylaşır ummana, sıklaşır sevgiliye kavuşma arzusu. Ummana önce kıyısından girilir huşu içinde, heyecandan titreyerek; zamanla yüzme öğrenilir ummanda. Burada seyahat etmeye alışınca bir kez, zaman mefhumu kalmaz, süratli hareket eder enerji selinde insan. Hız, sonsuzluğa ulaşır. Ummanın her yerine varıverir istediği an. Umman çeşitli hazların, çeşitli ilhamların bir kokteylidir. İstediği hazzı, ilhamı buluverir ışık hızı ile. Alır, gelir. Sorun olmaz artık gerçeklere ulaşmak. Apaçık olur her şey. Ayan beyan kolay gelir her şey. Söylediklerinde, yaptıklarında keramet vardır artık. Harelenmeye başlamıştır. Işıklanmıştır. Füzyon bir olay olmaktan çıkmıştır. Kah orada kah buradadır. Zaman ve süreç kalmaz. Çoğu kez pek çok yerdedir aynı zamanda. Bu hal kargaşa gibi gelir diğer insanlara, anlayamazlar. Çoğu kez düşüncesini toparlayamayan idmansız insanla aynı paralele düşmüş gibi görülür. Bu iki durum arasındaki nüans anlaşılmaz. Gerçek aptallarla, Abdallar, aptallardan daha zavallı daha savunmasız gözükürler bu trans hallerinde. Aptallar kolay anlaşılırlar diğerleri ile onlar için tehlike yoktur. Ancak Abdallar inmezlerse diğer insanların seviyesine tehlikededirler. Çevresindekiler yok eder, parçalarlar onu bu savunmasız halinde.

Işıklanmış kişi için beden veya ruhun tercihidir artık; ruhu tercih eder genellikle. Bedeni geride bırakarak kavuşur ummanına. Bu kaçışta da tembellik vardır. Kalmak yeryüzünde, mücadele vermek, ışık saçmak zordur. Sevgilinin koynunda her şey daha güzel gelir insanlara. Ancak dünyada yapacak çok şey, verilecek bunca mücadele, dağıtılacak bunca ışık vardır. Tanrının arzusu da budur. Işığa erişmiş kişinin anasının kucağına sığınmasını istemez Tanrı, gidip mücadele etmesini, yılmamasını ister. Bu noktada da pek çok ışıklı kişi için öbür taraf daha caziptir. Bu tarafın cazibesi kalmamıştır artık, gönlü kolaydan yana kaymıştır. Bu ruh halinden sıyrılması, mücadeleye başka bir evrimde başlaması gerekir. Ancak bu hal ışıklı pek çok kişi tarafından göze alınmaz. Zenginlik gibi, kişi zenginleşir. Bir noktaya geldi mi, durur ondan sonrası enteresan değildir, hırsını kaybeder. Fazlasında gözü yoktur artık.

Bu noktada ışıklı kişinin durum değerlendirmesi yaparken motivasyon ihtiyacı vardır. Bu motivasyon ise yine optimizmdir. Bunu yakaladı mı devre tamamlanmıştır. Işıklı kişi daha değişik bir evrimde yoluna devam edecektir. Mücadele tekrar başlayacak on beşinci notadan başka bir evrimin birinci noktasına tekrar gelecektir. Bu döngü ummanın sonsuz katlarına kadar başka başka evrimlerde, başka başka hazlarla devam edecektir artık. Formül bulunmuştur. Sonsuzluğun kapısı açılmıştır artık.

Böylece sonsuzluğun kapısını aralayan kişi hemen bazı önlemleri de almalıdır. Bu önlemler onun topluma karşı korunması için zorunludur. Toplum içinde ışıklanan kişinin korunmasız olarak uzun zaman barınması mümkün değildir. Bu düzen alınmazsa aksilikler birbirini izleyecek, kişi topluma ters düşmeye başlayacaktır.

Normal, vasat insanlar ışıklı kişiye olmadık sıfatlar yakıştıracaklar, yakıştırdıkları bu sıfatlarla kendi eksikliklerini kapatma telaşına düşecekler, kendi ucuz benliklerini tatmin yoluna gideceklerdir. Bu şıklardan birisidir. Diğeri ise derinliğin toplum tarafından anlaşılamamasıdır. Toplumda pek çok kişinin zaten başkalarına ayıracak zamanı yoktur. Yaşam telaşı benliklerini sarmış, anlayamadıkları kimseler üzerinde vakit öldürmeye zaman kalmamıştır. Önemsiz gördükleri böyle ayrıntıların üzerinde durmazlar. Zaten böyle önemsiz, parazit yapan toplumsal dengeyi bozan insanları kafa karıştırıcı ve muzır olarak görürler. Toplumun bunlardan temizlenmesi, toplumun menfaatine imiş gibi gelir onlara. Işıklı kişiye yapılan saldırılara bu bakış açısı ile ses çıkarmazlar, duyarsız kalırlar.

Işıklanan kişinin kendinden başka kendisine yardım edecek seçeneği yoktur. Öncelikle bunun böyle olduğunu tespit edip, bu tespit doğrultusunda önlemlerini almalıdır. Temas ettiği kişilerin sayısını azaltarak kurmaylarını oluşturmalı, bu kurmaylara sevgi ile yanaşarak 5, 4, 3, 2, 1, mantığını oluşturmalıdır. Destursuz huzura kimse girmemeli, belirli filtrelerden geçtikten sonra normal üstü insanlarla görüşme gerçekleştirilmelidir. Düşünce tarihine göz atıldığında en eski çağlardan başlayarak günümüze kadar bunun böyle geldiği hemen göze çarpar. Mısırlılar bunu kendi anlayışlarına göre belli prensiplere bağlamışlar, Mevleviler çile çekme sistemini oluşturmuşlar, Alevilerde de semah ve dem toplantıları belirli olgunluğa erişmiş kişilere açık bırakılmıştır. Büyük sistemleri, organizasyonları idare eden kişiler için de durum aynıdır. Bir genel kurmay başkanının vasat bir er ile teması kademeler vasıtası ile kesilmiştir. Yukarıdan gelen emirler kademeler vasıtası ile aşağı indirilir, erin anlayacağı şekilde kendisine anlatılır. Tabanın ihtiyaçları da yukarıya aynı kademeler vasıtası ile çıkarılır. Sistem, ancak bu şekilde güçlü olur ve tepede böyle huzur sağlanır. Bunu kuramayan ışıklı kişinin yaşama şansı yoktur. Harelenmiş kişi bir üst evrimde mücadeleye karar verdi mi süratle bu evrim için gerekli örgütlenmeyi sağlamak, havarilerini yetiştirmek zorundadır. Fikirlerini aşılayacak, bu fikirleri yakınlarına sevdirecek mücadeleye kendini hazır etmeli, yılmadan sistematik şekilde yoluna devam etmelidir. Bu hiç de kolay bir olay değildir. Çevresindekilerin anladığına, uyguladığına emin olana kadar tetikte beklemek durumundadır. Bu fikirleri çevresindeki birkaç kişiye anlatmak, benimsetmek belki de yıllar alacaktır. Bu düşünüldüğünden de meşaketli bir uğraştır. Böyle durumlarda aydınlanmış kişi pek çok kalleşliklere, sevgi uğruna yapılan aptalca katliamlara göğüs germek durumundadır. Çevresindekilerin türlü küçük hesaplarını, kıskançlıklarını, riyalarını hesap etmek durumundadır. Bölünmeler, ihanetler, türlü türlü durumlar, hesapta olmayan pek çok şey mekanizmanın işleyişini geciktirecektir.

Daha önceki evrimlerin deneyimi ışığında, ışıklanmış ve bir üst evrim için bilenmiş kişi bu zorlukların üstesinden gelecektir. Yeter ki ışıklandıktan sonra kendini koyuvermesin, bir üst evrimi istesin. Tanrı kendine uzanan yolda bunu her kuluna nasip etmemekte, belki de kurmaylarını böyle yetiştirmektedir.

Böylece 15 noktamızı bitirdik. Bu noktaların hepsi, herkes tarafından bilinen, herkese basit gibi gelen konular belki. Zaten hayat basit ilkeler üzerine kurulu. Ancak bu basit ilkelerden bazısı zehir gibi kokteyl yapıyor. Bazısı ise hayat iksiri. İşte esas konu bu. Aynı basit malzeme ile kimi şahane yemek yapıyor, kimi ise yenilemeyecek berbat bir şey. Mesele ölçüde, tarzda.

İşlediğimiz konuların her biri üzerine tarihte yüzlerce kitap yazılmış olabilir. Bu konuları işlediğimiz sıra içinde ve işlediğimiz anlayışta biz başka bir eser bulamadık. Umarız, bu tarz ve anlayış bazı kişilerin önünde değişik ufaklar açar. Bundan mutlu oluruz. Benzeri bir eser gözümüzden kaçmışsa, haberdar edilirsek minnettar kalırız.

Kitaptan maksimum yarar sağlanması için bazı önerilerimiz olacak. Bu basit yöntem uygulanırsa eminiz kişiler kendi tedavi yöntemlerini geliştireceklerdir. Eksiklikleri tespit, tedavinin ana ilkesidir. İçinizdeki sesle baş başa kalarak kitabın başında bulunan " Gel kitabının bölümleri ve konu başlıkları " nı içeren sayfayı açınız. Vicdanınızla baş başa kendinizi değerlendiriniz. Hangi bölüm ve hangi konuda kendinizde boşluk görüyorsunuz düşününüz. Kimseye itiraf edemeyeceğiniz düşüncelerinizi bir kağıda yazınız. Boşluk gördüğünüz bölümleri bir daha yavaş, yavaş okuyunuz. Okurken hata yaptığınızı düşündüğünüz konuları etraflıca yazınız. Bu özeleştiri doğrultusunda kendinizi disiplin altına alacak planlar üretiniz. Bu planları isteyerek yapınız ve bu planlara, hedefinize inanınız. Bu inanç, bilinçaltının toprağına düştü mü sizi hiçbir şey durduramaz. Hedefinizi vurmanız kaçınılmazdır. Unutmayınız hedefe varmak zaman isteyen bir iştir. Mevziler ufak ufak kazanılır. Hiçbir şey birdenbire olmaz. Uğraşlarınız sonucu hedefe nasıl vardığınıza siz de şaşıracaksınız.

Mutluluk ve esenlikler dileği ile.

Erdoğan ILDIZ

 

| Giriş | Geri | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
| Önsöz | Bölümler | Biografi |