Erdoğan ILDIZ    Aydınlık Gazetesi - Makale İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Gücün Kaynağı
Sayfalar
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11

 

 

  

8/10/1999

 

Erdoğan Ildız’ dan

Roman

GÜCÜN KAYNAĞI

 

Kısım 1

 

Evren Tayin Merkezi  
( Evren Tayin Merkezi Yerleşim Planını Görmek İçin Tıklayınız )

Romeo ve Juliet bu dünyada kavuşmayı beceremeden ömürlerini noktalamışlardı. Juliet, Romeo’ dan önce evrensel tayin merkezine ulaşmış, Romeo’ sunu beklemekteydi. Her ne kadar Romeo, Juliet’ten çok kısa bir zaman süreci daha önce ölmüş olmasına rağmen eksik tuğlaları yüzünden Evren Tayin Merkezine naklini süratli yapamamış,dünyada biraz oyalanınca Juliet süratli hareket etmiş Tayin Merkezine daha önce ulaşmıştı.

Tayin merkezi o gün çok yoğun bir çalışma temposu içindeydi. Tüm galaksilerden merkeze intikal etmeye hakkı olan her türlü yaratık yoğun bir şekilde karşılanıyor, bir müddet istirahatları sağlandıktan sonra ölçüm merkezine alınıyorlar, burada elde edilen neticeler doğrultusunda merkezin tayin bölümüne geliyorlar. Burada danışmanların yönlendirmesi eşliğinde, gidecekleri gezegeni seçiyorlar, bu işlem de bittikten sonra intikallerinin olacağı ana kadar kendilerini  yeni hayata hazırlama merkezine gidiyorlar ve yeni bir pozisyon açıldığında tayinleri gerçekleştiriliyor. Netice itibarı ile tayin merkezinin bölümleri şöyle sıralanabiliyor :

 

1.   Resepsiyon

2.   İstirahathaneler

3.   Ölçüm merkezi

4.   Tayin olgunlaştırma merkezi

5.   Yeni hayata hazırlanma merkezi

6.   İntikal merkezi

7.   Ana belleği ziyaret salonları

8.   Kurmaylıklar

9.   Ana bellek

 

Juliet, Romeo’ nun kendisi ile aynı gezegene gelebilmesi için her bölüm çalışanı ile iyi ilişkiler geliştirmek için tüm gayreti ile bölümleri dolaşıyor, bazı püf noktalarının sırrına vakıf olmak istiyordu, bu ne de olsa dişi olarak yaratılmanın doğasında vardı.

Dünyada Romeonun eksik tuğlaları yüzünden çok sıkıntı çekmişti, ama her şeye rağmen onu çok seviyordu. Evrimleri denk olmayan insanların bir birlerine aşık olmalarının getirdiği sıkıntı başka hiçbir şeye benzemiyordu. Bir an bir kanepeye ilişip dünyadaki günlerini düşündü. Romeo daha rafine olabilseydi, yaşanılan olayları daha akıllıca göğüslemek mümkün olabilecekti. Ancak rafine olabilmek için bazı deneyimler edinmek yapısının üstüne bir tuğla daha eklemek şarttı, bu da uğraşla, çabayla, zamanla oluyordu. Esas olan dünyaya eşit tuğlalarla gidebilmekti, uğraş bunun için verilmeliydi. Juliet bu sırrı geçte olsa çözmüştü. Bu olgunluğa gelmek, bu sırrı çözmek için firavunlar zamanından bu güne dek onlarca bedende dünyaya gelmiş bir türlü mutlak aşka kavuşamamıştı. Kantarın topu bir şekilde ya kendi lehine ya erkeği lehine kaçıyor, olayın ucu başına denk gelmiyordu. Bu işlerin ayarlanması büyük ölçüde evren tayin merkezine gelmeden yapılmalıydı, tayin merkezinde olaylara belli ölçüde müdahale edilebildiğini bir şekilde duymuştu. Bu defa çok ince bir plân uygulayacaktı, plân kabaca şöyleydi; bir taraftan Romeoyu tuğlalarını yükseltmeye ikna edecek, diğer yandan kendi evrimini engelleyerek aynı frekansa gelmelerini sağlayacaktı. Şimdiye kadar sevdiği adama bu tuğla farkından bahsetmemişti, tüm hata da burada yatıyordu. Bu farkın vurgulanması sevgilinin aşağılanması gibi algılanacak diye kaç ömür feda edilmişti. Juliet artık bunu idrak edecek olgunluğa gelmişti, sevgilisiyle açık konuşarak, onun da eksik tuğlaları açıkça görmesini sağlamalıydı. Hedef birleşmek olduğuna göre bir gaye etrafında elbirliği ile gayret göstermek gerekiyordu. Kendince çizdiği hareket planını Romeo gelmeden tekrar tekrar gözden geçiriyor ,durumlarını tespit için yetkililerden görüş ve bilgi alıyor, ölçümler yaptırıyor, konferanslara katılıyordu. Plânını şekillendirdiğinde  şöyle bir hareket tarzında karar kılmıştı;

1.      Romeo geldiğinde öncelikle dinlenmesini sağlayacak, sevgi selinde mutlu olmasına çalışacaktı.

2.      Eksik tuğlaların tespiti, yapılacak işlerin belirlenmesi için danışmanlarla toplantı konusunda Romeo’ nun ikna edilmesi gerekiyordu.

3.      Ölçüm sonrası tayin merkezinde sınırlı olan kalma süresinin tamamının eğitim amaçlı kullanımını sağlamak.

4.      Romeo’ nun daha çok ızdırap duyacağı bir yere tayininin çıkmasını sağlamak. Çekeceği sıkıntılarla tuğla eksiğini biran evvel kapatabilmek. Tayin merkezindeki tüm kurslara katılmak ve eksik tuğla adedini el verdiğince azaltmak gerekiyordu.

5.      Kendi tayininin Galaktika’ dan daha üstün medeniyetlere olmaması için hiçbir kursa, seminere, tuğla ekleyici etkinliğe katılmaması, böylece oluşabilecek tuğla farkını büyütmemesi gerekiyordu.

6.      Romeo’ nun tayininin çıktığı yerden maksimum tuğla artırımı ile dönmesi için müşterek bir gelişim plânı çıkarmak gerekiyordu.

7.      Kendinin Galaktika’ da fazla aşama yapmadan kalabilmesi için ve vasat en alt sınıf görevli konumunda bir ömür daha geçirmeye istekli olabilmesi için çile kurslarına katılması gerekiyordu.

8.      Birleşmenin Galaktika’ da alt sınıf olarak gerçekleşmesini teminen her iki tarafın bir beden sonrasına kadar gelişim çizgisinde mutabık olmaları gerekiyordu.

9.      Galaktika’ da, bu gezegene göre az gelişmiş olarak bir ömür sürmek, metamorfozun alış fonksiyonlusu olarak cenneti yaşamak (malum cehennemi yaşayanlar az gelişmişler arasında yaşamaya mecbur olan gelişmiş beyinler olduğuna göre, gelişmişler arasında, algılama eksiği olan gelişmemişler cenneti yaşayabilmektedirler. Gelişmişler her şeyi görüp, her şeyi algıladıkları için her an tetikte ve ızdırap içindedirler, her an cehennem azabı çekerler ve aptalların sorumlulukları ve eğitimleri de aklı fazla olanlara verilmiştir, bu görevlerini yapamadıkları taktirde vicdan azabı çekerler.). İşte Juliet’ in nihai hedefi buydu, Galaktika’ da Romeo’ su ile gerizeka bir sınıfın içinde cenneti yakalamak ve dinlenerek bir sonraki evrimler için enerji depolamak istiyordu. Eşi ile beraber aynı adımlarla gelişim sürecini yakalamak cennetin kendisiydi.

             Oturduğu yerde bu fikirlere dalıp gitmişken hem telepatik iletişim merkezinden hem de Romeo’ nun kendisinden tayin merkezine ulaştığına dair telepatik iletiler geldi, resepsiyona gitmesi gerekiyordu. Heyecanlanmıştı, koşar adımlarla resepsiyona yöneldi.Resepsiyonda Romeo yorgun ve meraklı bakışlarla etrafı süzüyordu. Juliet artık kendini tutamayarak bağırdı ve Romeo’ ya doğru koşmaya başladı.

-       Romeo, sevgilim.

-       Juliet’ i  gören Romeo da heyecanlanmıştı o da aynı özlemle bağırarak Juliet’ e doğru koştu.

-       Juliet, aşkım. 

           İki sevgili büyük bir özlemle sarıldılar bir birlerine, ilk kucaklaşmanın heyecanı geçer geçmez Juliet merakla sordu.

-Anlat bakalım plânda bir zorluk çektin mi? Yolculuğun nasıl geçti?

 Romeo oldukça yorgundu, neşeyle yanıtladı.

-Elbette hepsini anlatacağım sevgilim önce kendimi biraz toparlayayım, seni biraz seyredeyim, sonra olanları birer birer anlatacağım.

 

Juliet evrensel tayin merkezinin istirahat hanesinde en iyi odayı daha önceden ayırtmıştı, iki sevgili sarmaş dolaş dinlenme bölümüne giderken gerçek aşkı tatmamış pek çok yolcu durumlarına gıpta ile bakıyordu, onların durumu evrende pek çok kişi tarafından bilinmekte özellikle de tayin merkezinin görevlileri tarafından takdirle izlenmekteydi. Onların verdikleri mücadele evrende pek çok kişiye esin kaynağı oluyordu.

Dinlenme bölümüne geldiklerinde ana hafızadan  bir mesajın kendilerini beklemekte olduğunu gördüler, mesaj gösterdikleri çabaları takdir ettiğini belirtiyor ve kuvvet veriyordu. Ayrıca Hermes, Zeus ve Hera dan da takdir ve sevgi mesajları getirmişti. Onlarda Hermes vasıtası ile ana hafızanın kurmaylarına saygılarını ilettiler. Şu Hermes den her ikisi de çok hoşlanıyorlardı, kıvır kıvır saçları, ışıl ışıl gözleri ve uçan ayakkabıları ile çok fırlama bir tipti, Hermes de onlardan hoşlanıyordu, kurmayların bir mesajı olsa da Romeo - Juliet’ e  götürsem diyordu. Kurmayların postacısı olmak kolay değildi, genellikle acı olaylara aracılık ediyor, zaman zaman da böyle güzelliklere şahit oluyordu, Romeo ve Juliet’ in kavuşma mücadelelerini büyük bir saygı ile izliyor, onlara karşı büyük bir sevgi duyuyordu. Onlara benzeri mesajı bu mekanda kaç defa getirdiğini artık hatırlamıyordu. Hermes iyi bir dost olarak ikisini de öpüp iyi istirahatler dileyerek ayrıldı.

  Sayfa 1

 
 
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz