GEL
KİTABININ II.BÖLÜMÜ İŞDE BAŞARI Yaşamı düzene sokmak için ahahtarı cebine koymakla iş bitmiyor. İyi bir yaşam felsefesini oturtmuş kişi, bir de iyi gelir kaynaklarına uzanabilmiş, yaptığı işte de mesleki tatmin sağlamışsa, bal akar o kimseden. Nasıl yaşamı düzene sokmanın 5 altın kuralı varsa, işde başarının da bazı kuralları var. Bu basit kuralları öğrenmek, alışkanlık haline getirmek, bunları bir yaşam tarzına dönüştürmek hiç de görüldüğü kadar basit bir iş değil. Ancak, denemek işin yarısıdır derler. Deneyen, muhakkak kendisini disipline etmesi oranında, başarısını da artıracaktır. Bu bölümde açıklamaya çalışacağımız kurallar iş dünyasında geçerli olan, okuyucunun kafasını karıştırmadan aklında kalacağı basit kuralları vermektir. Aşağıda bahsedilecek 4 kuralın çeşitli versiyonlarını herkes durumuna göre ayarlayabilir. Ancak anafikir değişmez. İşte başarı için muhakkak 1- Teşkilat 2- Form, İcraat,Arşiv 3- Zamanlama 4-Dosyalama olarak özetlenen bu 4 noktaya dikkat etmek gerekiyor. İşte başarı ile ilgili bölümler, genç, yaşlı, fakir, zengin herkes tarafından uygulanabilir. Bu konuları uygulamak için sermaye gerekmiyor. Sermaye disiplin ve bilgidir. Bunları uygulayıp zengin olmak % 99 ihtimal dahilindedir. Belirli bir iş kuracaksanız veya mevcut bir işte çalışıyorsanız, adım adım kendinizi başarıya götürmeniz kaçınılmazdır. Bu bölümde anlatılanların büyük bölümü çok uluslu şirketler ve büyük holdinglerde değişik metodlar halinde uygulanmaktadır. Bu tür şirketlerde iş hayatına atılmak disiplin ve iş hayatındaki usulleri öğrenmek açısından faydalı olur. Bu tür bir kanala giren kişi üç evreden geçecektir. 1. Evrede işi ve işleyişi öğrenecek, 2. Evrede bilgi becerisi çapında şirketten ufak bir hisse edinecektir. 3.Evrede ise ya kendi şirketini kuracak ya da kurulacak bir şirketten büyük bir pay alacaktır. Şayet büyük bir şirkette olmayıp da kendi işini kuracaksa, bundan sonra anlatılanları can kulağı ile dinlemeli ve sabırla harfiyen uygulamalıdır. Her şeye ufaktan başlayıp safha safha büyütecektir. Sermaye bilgidir, disiplindir, sabırdır. Bilgisizin elinde para da çabuk batar. Bunu da unutmamak lazım. Netice olarak sermaye bilgiye gelir. Sizde iş yapma becerisi olduğu müddetçe ya siz gidip sermayedara projenizi götüreceksiniz ya da onlar sizi bir şekilde bulacak. Muhakkak yükselmek istediğiniz sektörde bir iş bulup çalışmak işinizi daha da kolaylaştıracaktır. İşte başarılı olabilmek için muhakkak 1. bölümde belirtilen 5 noktada da başarılı olmak gerekiyor. Ayrıca tatil ve eğlenceye de vakit ayırıp işkolik olup çıkmamak lazım. Bu bölümde müteşebbise cesaret vermek için daha pek çok şey yazılabilir. Ancak unutulmamalı ki, herkes girişimci olamaz; bu ya insanın doğasında vardır veya yoktur. Doğasında olan buradan pek çok şey kapacaktır. Kimisine ise bunlar pek bir şey ifade etmeyecektir. Lafı daha fazla uzatmayıp 2. Bölümün 1. Maddesine girelim. GEL KİTABININ 2.BÖLÜMÜ MADDE 6. TEŞKİLATLANMA Yapılan işte başarılı olabilmenin ilk sırrı, doğru bir organizasyon şemasına sahip olabilmekten geçer. Her şeyden önce fikirler vardır. Kafamızda yapacağımız işi üç aşağı beş yukarı tasarlamışızdır. Genellikle, hedefimizin ne olduğunu biliriz. Hedef koymakla, hayal kurmak arasındaki ayrım işte bu ilk soru ile kendisini belli eder. Ve o işi yapmak, o hedefe varmak istiyoruz ama oraya kiminle, nasıl ve hangi iş bölümü ile varılır? Bunun için bilinen bir mekanizma, bir yol, bir yöntem, bir teşkilat var mıdır mevcutta? Yoksa bizim mi bu ihtiyaca cevap verecek mekanizmayı, teşkilatı kurmamız gerekiyor. Önce bunun kabaca bilinmesi, tasarlanması gerekiyor. İşe başlamadan önce, iş ne olursa olsun, insan hayatını tanrı gibi yalnız geçirmediğine göre , ve başarı mutlaka timin başarısı olacağına göre ve de insan sosyal bir hayvan olduğuna göre başarı, ne iş yapılırsa yapılsın, önce ilişkileri düzenlemekten geçer. Bir cihazı bile kullanmadan önce kullanma kılavuzunu okuruz. Ancak her nedense, bir işi yaparken bunca önemli bir konu olan teşkilatımızın şemasına dikkat etmeyiz. Orada olan değişimleri açıkça güncelleştirmeliyiz. Burada net olmayan kafaların yarattığı tahribat işi de alır götürür zaten. İş başlamadan bitmiştir. Çocuk ölü doğmuştur. Maalesef, çoğu kez de neden ölü doğduğunu kestiremeyiz. Genellikle, pek çok kişi de, bu kadar önemli olan bu konudaki aksama nedenini düşünmez, düşünemez bile. O halde paldır küldür işe koyulmadan bazı şeyleri önceden düşünmemiz gerekiyor. Bazı tasarımlar, bazı hazırlıklar yapmalıyız. Çocuk 9 ay 10 günlük doğmalı. Erken veya geç doğum, çok tehlikeli olabilir. Organlar tam teşekkül etmemişse sistem başımıza bela olabilir. Sakat doğmuş bir çocuk gibi. Çocuk sakat olacağına , düşük olsun daha iyi; ömür boyu acı çekeceğine, acı çektireceğine. İlk tasarım, işin ne gayeye hizmet ettiğini bilmekten geçer. Acaba bu bizim için ve bu işle ilgili tüm taraflar için açık mı? Konuda yeterli tanıtım yapılmış mı? Vurgu açık mı? Tahlil iyi yapılmış mı? Ne gayeye hizmet etmektedir birim? Bunu çözdükten sonra üretilen malın veya hizmetin tarifine gelir iş. Birimin fonksiyonunu bilmek kadar önemlidir bu. Hangi malı veya hizmeti pazarlıyoruz? Bunun maliyeti nedir? Bunların da cevabı yaklaşık olarak bilinmelidir öncelikle. Buna göre mekanı ve teşkilatı kurmamız gerekecektir. Üretilen bu mal veya hizmet kimlere sunulacaktır? Adreslerimiz belli mi? Mekan ve teşkilat buna uygun kurulmalıdır sonuçta. Tüm bu denilenleri netleştirmek için kafada, öncelikle iş akış diyagramı ile mal veya para akış diyagramlarını çıkarmamız gerekecektir. Bu konuyu çözdük mü netleşen kafalar birimin sattığı mal veya hizmetin tarifine yönelecektir. Bu iki husus iyi tanımlandı mı bu işleri yapacakların tanımı kendiliğinden ortaya çıkar. İşi yapacakların ne yapacaklarının tanımı, haliyle, işi yapacak kişinin niteliğinin nasıl olması gerektiğine götürür bizi. Bu tanımlar yapılınca işin en önemli kısmı çıkmıştır artık. İşe koyulmadan rakipleri de incelemek gerekir. Rakipler bu işi nasıl örgütlemişler ve işleri nasıl tarif etmişlerdir? Bunları incelerken haliyle pek çok kişi ile tanışacaktır insan. Tanışılan bu kişilerin arasında mutlaka, işinden memnun olmayan, yerini bulmamış, yükselmek isteyen birileri çıkacaktır. İşte en önemli insan kaynağımızı da bulduk. İş yaptığımız sektörden yetişmiş insan almak kadar akıllı iş yapamaz insan. Adam yetiştirmek, hem çok zor, hem de inanılmaz derecede masraflı bir iştir. Ancak bu edindiğimiz adamlarımızı hiç eğitmeyeceğiz anlamına gelmez. Nereden, hangi bünyeden adam alırsak alalım, gelenin öncelikle sistemle akuple edilmesi, eğitilmesi gerekecektir. Birimdeki çalışma usulleri ile akuplesi hem kendinin, hem birimin verimini artıracak, hem de çalışma ortamını daha zevkli kılacaktır. Kişiler gelirken pek çok hastalığı da birlikte getirirler. Bu hastalıkların başında "One man show" hastalığı gelir. Dünyanın neresinde olursanız olun, bu hastalıktan muzdarip pek çok kişiye rastlarsınız. Bu, ferdi başarı hastalığı tedavi edilmeden time alınan herkes, baştan dinamitler olayı; alırsınız başınıza belayı. Kişiler öncelikle inanmalıdır başarının timin başarısı olduğuna. Bunu baştan öğrenmelidir. Ferdiyetçi başarı ile bir yere varamaz insan. Tek başına başarılı olan, ergeç ya toplumdan yalıtacaktır kendisini yada toplum onu. Bu da olabilecek en büyük sorundur toplum için. Tim fikri kafalara girdi mi, kollektif ruh haliyle oluşmaya başlamıştır. Bu coşku selinin kimse önünde duramaz. İşte liderlerin zaman zaman yakaladıkları toplumun trans hali budur. Bu ruhla neler başarılmıştır? Tarih bunun çok güzel örnekleri ile doludur. Hem şirketler, hem sanatçılar, hem toplumlar ölçeğinde. Bu ruhun oluşması ne kadar önemli ise, bunu yaşatmak da, canlı tutmak kadar önemlidir. Ekonomik temele oturtulmamış hiç bir ruh, çok uzun süre ayakta kalamaz. Ekonominin temel unsuru ise fiyattır. Birimde yapılan işin maliyeti ne ölçüde anlaşılmıştır? Yaratılan değerin fiyatı, işi kurtarıyor mu? Her birim, ergeç bu soruyu sormaya bir gün gelecektir kendi kendine. İşte bu sorunun yanıtı olumlu ise, iş rantabl ise arabanın tükenmeyecek yakıtı da bulunmuştur. Artık yola çıkma zamanı gelmiştir. Uğurlar olsun. Yola çıkmadan ufak tefek süslememizi de yapıp olayı yakışıklı hale getirmeliyiz. Bu bizim süratli yol almamızı sağlayacaktır. Olayın sloganını bulmamız gerekir. Satacağımız mal veya hizmetin iyi pazarlanması, mala iyi bir slogan bulmaktan geçer. Tüm pazarlama fikirleri de bu slogana bağlıdır. Bu mantıkla yanaşınca, olayın hızı gelişecek, hız bazı sorunları da birlikte getirecektir. Öncelikle hızın ölçümü gerekecek; bu durumda bazı göstergelerin, bazı usullerin kurulması zorunlu olacaktır. Bir işin başarılı, rantabl ve hızlı olabilmesi için bu usullerin yerine oturtulması şarttır. Çoğu kez neyin daha hızlı yapıldığına karar veremez insan. Her olay tek başına incelendiğinde, tek başına hızlı imiş gibi görülen pek çok iş, bir bütün içinde çok kötü, yavaş, zararlı neticeler verir. Olayın hızının, topyekun planlaması yapılmalı, usuller buna göre koyulmalıdır. Birimde yaratılan "gayri safi milli hasıla" aynen ülkelerde olduğu gibi, işin en sıhhatli göstergesidir. İşi başarılı kılacak bu usuller en minimum seviyede şöyle özetlenebilir. Teşkilat, hem kendi içi ile, hem de dış dünyadaki, iş yaptığı adreslerle iletişimini nasıl kuracaktır? Bunun usullerinin biran önce oluşturulması gerekir. Kişilerle temas 3 şekilde kurulur. Ya bizzat giderek derdini anlatır insan ya da telefon eder veya yazı gönderir. Netice olarak her şekilde de iletişim kağıda dökülecektir. Peki ne olacak bunca kağıt? Bu kağıtlarla kim, nasıl iş yapacaktır? Gelen gidenler nasıl karşılanacak, olay nasıl kağıda dökülecektir? Her usul için üşenmeden olay dizayn edilmeli, kafalar netleşmelidir. Yoksa zaman bize pek acı derslerle bu usulleri pahalı bir şekilde öğretecektir. Olay başlamış, sisteme girişler çıkışlar başlamıştır; durduramaz insan bunu kolay kolay. Reklamın, sloganın dozu arttıkça bu konudaki eksikliklerimiz daha çok sancı doğuracaktır sistemde. Birime giriş ve çıkışlar için bu 3 noktada alınan tedbirler, evrak olayını gündeme getirdiği gibi, birimdeki çalışma düzenini de otomatikman gündeme getirecektir. Kim, kiminle, nasıl iş yapacaktır? Muhakkak birimin bir patronu ve bu patronun da kurmayları olacaktır. Bu kurmaylara, işin görüleceği pozisyonlarda bazı kimseler gerekecektir. İşte burada 1, 2, 3, 4, 5 mantığının önemi ortaya çıkıyor. Muhakkak bir iş örgütlenirken bu 5 pozisyon için adam gerekecektir. Bu pozisyondaki adamların kısaca tanımı ve iş tarifleri şöyle yapılabilir. 5 - Bu birimin patronudur. Sadece işe ruh üflemeli, günlük işleyişi denetleyenleri denetlemelidir. 4 - Buradaki kimse ise günlük işleyişin patronudur. Politika üreten, politikaları uygulayandır. 3 - En önemli kurmaydır. Olayları delege eder, olgunlaştırır. 2 - Olayları evraklaştıran kişidir. Usulleri tutar, geliştirir veya geliştirmek için öneriler getirir. 1 - Karşılayandır ve birimin gülen yüzü olmalıdır. Birim kendini dükkancı mantığı ile örgütlemiş, karı ve satmayı hedef almış, mekanizma kurulmuştur artık. Birim, işin durumuna göre büyüyebilecek veya küçülecek yapıya kavuşturulmuştur. Artık işin durumuna göre her pozisyona birçok adam alınabilir veya iş el vermiyorsa birkaç pozisyonun işini bir adam götürebilir. Buna birimin patronu karar vermelidir karına bakarak. Birimin patronu devamlı birimindeki gelişmeleri kontrol etmeli ve zamanın şartlarına göre birimini adapte etmelidir. Bunu yaparken de birimindeki her pozisyonun görüşünü alan ve kendi görüşünü veren bir mekanizmayı yanda görülen işaretteki mantıkla işletmelidir. Her olayda görüşler aşağıdan toparlanıp delege edilmeli ve yukarıda karara bağlanıp kollektif ruhu canlı tutarak anlaşılır bir şekilde aşağı indirilmelidir. Sebep ve sonuçlar aşağıdakilere izah edilerek. Birim içinde her önemli konu yazılı olarak 5 nolu konuma iletilmeli. Bu iletişim kağıdında muhakkak aşağıdaki konular belirtilmelidir. 1-Sorun tek cümleyle vurgulanmalı 2-Sorun etraflıca anlatılmalı 3-Çözüm önerileri belirtilmeli 4-Önerilen çözümlerden tercih edilen belirtilmelidir. Bu evrakta muhakkak 1,2,3,4 nolu kademelerinde görüşü olmalıdır. Teşkilatta böyle güzel bir ruh ve çalışma ortamı elde edildi mi teşkilatın pazarladığı ürünler çeşitlendirilebilir. Bu teşkilata zor gelmeyecektir artık. Satış usulleri standart olduktan sonra, mantık yerine oturmuşsa birimi hiç kimse tutamaz artık. İşte tek kelime ile başarı. Teşkilat. |
|
| Giriş | Geri | İleri
| 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | |