ÖNSÖZ

Hayatın kısalığı karşısında zaman zaman hayretler içinde kalıyor insan. Ancak bu kısacık hayattan bir dost edinemeden gitmek, en azından kendinle dost olmadan hayatı noktalamak en acı şeylerden birisi. Yarım kalmış veya hiç başlanmamış bir tual gibi... Sadece ön eskizler yapılmış, tasarımlar oluşum aşamasında kalmış... "Ah fırsatım olsaydı, zamanım biraz daha fazla olsa" gibilerinden feryatlarla biterken ömür, insan daha isyankar oluyor zamana karşı.

Ortalama bir hesapla 70 yıl kabul edersek insan ömrünü, 70 x 365 = 25500 günlük bir programla dünyaya geliyor insan. Daha farkına bile varmadan yaşamın, tükeniveriyor bu zamanın yarısı. Verimli olmanın temel kuralları var. Eğitim, öğretim, ilk gençliğin benlik bulma arayışları, eş seçimi, ev kurma, yerleşme derken hayata ve mesleğine, geçiveriyor çabucak 35 yıl. Ancak bu alt yapıyı sağlayabiliyor mutlu bir kesim, şans varsa. Pek çoğu da bu mutluluğa eremeden bitiriveriyor ömrünü.

Bu açıdan bakıldığında, insanların büyük bir bölümü doyamadan hayata,kuramadan istediği dünyayı, feryat figan, mutsuz bir şekilde noktalıyor veya sürdürüyor yaşamını.

Hayatından memnun olup da istediği gibi bir iş kuramamış veya istediği düzene yükselememiş insanlarda çoğunluğu oluşturur toplumda.

Hem özel yaşamında, hem iş dünyasında çok ender rastlanır "ben çok mutluyum" diyebilen insanlara. Mutluluğun bu evresine gelmiş, bunu formüle etmiş pek az insan vardır çevremizde. Hele düşüncenin, düşünmenin damak zevkini tatmış ve bunu ilham makinasına dönüştürmüş kişi ise nadirdir. Düşünmeyi yaşamının en zevkli köşesine oturtmuş bir insanın toplum tarafından anlaşılması ve topluma karşı korunması ise "Hallac-ı Mansur" misali çok önemlidir.

İşte dostlar gelin, "GEL" de bunu konuşalım. Belki anlatılanlar daha mutlu ve tutarlı bir yaşam için yardımcı olabilir.

Tüm mutlulukların sizin olması dileğiyle.

Erdoğan ILDIZ

  

YAŞAMINI DÜZELTMEK İSTİYORSAN

"GEL"

İnsanlık tarihinde yaşamını düzene sokmuş ve bundan da büyük haz duyan insan sayısı çok azdır. Zaman zaman bunu yakalar, bir haz selinde boğuluruz. Ama bu çok kısa ömürlüdür. Yaşamın türlü cilveleri bizi tekrar dalgalanmaların içine çeker.

İşte, bizim bu kitapta vermek istediğimiz de böyle bir durumda yaşamı yörüngesine oturtmak için bir anahtardır. Anahtarlar basit olmalı, kolay taşınmalı ve ihtiyaç anında hemen ele gelmelidir. Ve bizi rahat ettiğimiz sığınağımıza, yuvamıza sokabilmelidir.

Küçük bir bebeği mutlu eden nedenler (Altının temiz,karnının tok oluşu gibi) güzel bir örnektir mutluluğun basit anahtarı için. Yıllar geçip yetişkin duruma gelince, çoğu zaman basit ve tutarlı mutluluk anahtarını kaybederiz. Bu kitap, bu anlar için gerekli olacaktır.

Zaman zaman kafalarımızın sislendiği dönemlerde, düzgün ve iyi yaşam için nelere gerek duyduğumuzu sormalıyız kendimize. Bu sorunun üzerinde uzunca düşündüğümüzde Diyojen`den fazla uzağa gidemediğimizi şaşkınlıkla görürüz. (Bilindiği gibi Diyojen yaşam için hiçbir materyalin gerekliliğine inanmıyordu.)

Hemen hemen hiç bir materyali ön plana çıkarmaz çünkü düzenli yaşam. Maddesel konulardan arınıp, basit bir anahtarda buluruz huzuru.

Bu bölümde sorunsuz yaşam için dikkat etmeniz gereken noktaları açıklayacağız. Beş nokta şeklinde ele alınan konular hayat kargaşası içinde olayları basite indirgemeyi hedeflemektedir. 1-Optimizm 2-Yöntem 3-Seks 4-Uyku 5-Yemek konularını açıklayarak okuyucuya hayatını sorunsuz bir şekle getirmek istiyorsan "GEL" demektedir.

Düzenli ve mutlu bir yaşam için ilk kural ise optimizmdir.

 

| Giriş | Geri | İleri | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
| Önsöz | Bölümler | Biografi |