8/10/1999
Erdoğan Ildız’ dan
Roman
GÜCÜN KAYNAĞI
Kısım
1
Evren
Tayin Merkezi
(
Evren Tayin Merkezi Yerleşim Planını Görmek İçin
Tıklayınız )
Romeo ve Juliet bu dünyada kavuşmayı
beceremeden ömürlerini noktalamışlardı. Juliet, Romeo’ dan
önce evrensel tayin merkezine ulaşmış, Romeo’ sunu
beklemekteydi. Her ne kadar Romeo, Juliet’ten çok kısa bir
zaman süreci daha önce ölmüş olmasına rağmen eksik tuğlaları
yüzünden Evren Tayin Merkezine naklini süratli yapamamış,dünyada
biraz oyalanınca Juliet süratli hareket etmiş Tayin Merkezine
daha önce ulaşmıştı.
Tayin merkezi o gün çok yoğun bir çalışma
temposu içindeydi. Tüm galaksilerden merkeze intikal etmeye hakkı
olan her türlü yaratık yoğun bir şekilde karşılanıyor, bir
müddet istirahatları sağlandıktan sonra ölçüm merkezine alınıyorlar,
burada elde edilen neticeler doğrultusunda merkezin tayin bölümüne
geliyorlar. Burada danışmanların yönlendirmesi eşliğinde,
gidecekleri gezegeni seçiyorlar, bu işlem de bittikten sonra
intikallerinin olacağı ana kadar kendilerini yeni hayata hazırlama merkezine gidiyorlar ve yeni bir
pozisyon açıldığında tayinleri gerçekleştiriliyor. Netice
itibarı ile tayin merkezinin bölümleri şöyle sıralanabiliyor
:
1.
Resepsiyon
2.
İstirahathaneler
3.
Ölçüm merkezi
4.
Tayin olgunlaştırma merkezi
5.
Yeni hayata hazırlanma merkezi
6.
İntikal merkezi
7.
Ana belleği ziyaret salonları
8.
Kurmaylıklar
9.
Ana bellek
Juliet, Romeo’ nun kendisi ile aynı
gezegene gelebilmesi için her bölüm çalışanı ile iyi ilişkiler
geliştirmek için tüm gayreti ile bölümleri dolaşıyor, bazı
püf noktalarının sırrına vakıf olmak istiyordu, bu ne de
olsa dişi olarak yaratılmanın doğasında vardı.
Dünyada Romeonun eksik tuğlaları yüzünden
çok sıkıntı çekmişti, ama her
şeye rağmen
onu çok seviyordu. Evrimleri denk olmayan insanların bir birlerine
aşık olmalarının getirdiği sıkıntı başka hiçbir
şeye benzemiyordu. Bir an bir kanepeye ilişip dünyadaki günlerini
düşündü. Romeo daha rafine olabilseydi, yaşanılan olayları
daha akıllıca göğüslemek mümkün olabilecekti. Ancak rafine
olabilmek için bazı deneyimler edinmek yapısının üstüne bir
tuğla daha eklemek şarttı, bu da uğraşla, çabayla, zamanla
oluyordu. Esas olan dünyaya eşit tuğlalarla gidebilmekti, uğraş
bunun için verilmeliydi. Juliet bu sırrı geçte olsa çözmüştü.
Bu olgunluğa gelmek, bu sırrı çözmek için firavunlar zamanından
bu güne dek onlarca bedende dünyaya gelmiş bir türlü mutlak aşka
kavuşamamıştı. Kantarın topu bir şekilde ya kendi lehine ya
erkeği lehine kaçıyor, olayın ucu başına denk gelmiyordu. Bu
işlerin ayarlanması büyük ölçüde evren tayin merkezine
gelmeden yapılmalıydı, tayin merkezinde olaylara belli ölçüde
müdahale edilebildiğini bir şekilde duymuştu. Bu defa çok
ince bir plân uygulayacaktı, plân kabaca şöyleydi; bir
taraftan Romeoyu tuğlalarını yükseltmeye ikna edecek, diğer
yandan kendi evrimini engelleyerek aynı frekansa gelmelerini sağlayacaktı.
Şimdiye kadar sevdiği adama bu tuğla farkından bahsetmemişti,
tüm hata da burada yatıyordu. Bu farkın vurgulanması
sevgilinin aşağılanması gibi algılanacak diye kaç ömür
feda edilmişti. Juliet
artık bunu idrak edecek olgunluğa gelmişti, sevgilisiyle açık
konuşarak, onun da eksik tuğlaları açıkça görmesini
sağlamalıydı. Hedef birleşmek olduğuna göre bir gaye etrafında
elbirliği ile gayret göstermek gerekiyordu. Kendince çizdiği
hareket planını Romeo gelmeden tekrar tekrar gözden geçiriyor
,durumlarını tespit için yetkililerden görüş ve bilgi alıyor,
ölçümler yaptırıyor, konferanslara katılıyordu. Plânını
şekillendirdiğinde şöyle
bir hareket tarzında karar kılmıştı;
1.
Romeo geldiğinde öncelikle dinlenmesini sağlayacak,
sevgi selinde mutlu olmasına çalışacaktı.
2.
Eksik tuğlaların tespiti, yapılacak işlerin
belirlenmesi için danışmanlarla toplantı konusunda Romeo’
nun ikna edilmesi gerekiyordu.
3.
Ölçüm sonrası tayin merkezinde sınırlı olan kalma süresinin
tamamının eğitim amaçlı kullanımını sağlamak.
4.
Romeo’ nun daha çok ızdırap duyacağı bir yere
tayininin çıkmasını sağlamak. Çekeceği sıkıntılarla tuğla
eksiğini biran evvel kapatabilmek. Tayin merkezindeki tüm
kurslara katılmak ve eksik tuğla adedini el verdiğince azaltmak
gerekiyordu.
5.
Kendi tayininin Galaktika’ dan daha üstün medeniyetlere
olmaması için hiçbir kursa, seminere, tuğla ekleyici etkinliğe
katılmaması, böylece oluşabilecek tuğla farkını büyütmemesi
gerekiyordu.
6.
Romeo’ nun tayininin çıktığı yerden maksimum tuğla
artırımı ile dönmesi için müşterek bir gelişim plânı çıkarmak
gerekiyordu.
7.
Kendinin Galaktika’ da fazla aşama yapmadan kalabilmesi
için ve vasat en alt sınıf görevli konumunda bir ömür daha
geçirmeye istekli olabilmesi için çile kurslarına katılması
gerekiyordu.
8.
Birleşmenin Galaktika’ da alt sınıf olarak gerçekleşmesini
teminen her iki tarafın bir beden sonrasına kadar gelişim çizgisinde
mutabık olmaları gerekiyordu.
9.
Galaktika’ da, bu gezegene göre az gelişmiş olarak bir
ömür sürmek, metamorfozun alış fonksiyonlusu olarak cenneti
yaşamak (malum cehennemi yaşayanlar az gelişmişler arasında
yaşamaya mecbur olan gelişmiş beyinler olduğuna göre, gelişmişler
arasında, algılama eksiği olan gelişmemişler cenneti yaşayabilmektedirler.
Gelişmişler her şeyi görüp, her şeyi algıladıkları için
her an tetikte ve ızdırap içindedirler, her an cehennem azabı
çekerler ve aptalların sorumlulukları ve eğitimleri de aklı
fazla olanlara verilmiştir, bu görevlerini yapamadıkları
taktirde vicdan azabı çekerler.). İşte Juliet’ in nihai
hedefi buydu, Galaktika’ da Romeo’ su ile gerizeka bir sınıfın
içinde cenneti yakalamak ve dinlenerek bir sonraki evrimler için
enerji depolamak istiyordu. Eşi ile beraber aynı adımlarla gelişim
sürecini yakalamak cennetin kendisiydi.
Oturduğu
yerde bu fikirlere dalıp gitmişken hem telepatik iletişim
merkezinden hem de Romeo’ nun kendisinden tayin merkezine ulaştığına
dair telepatik iletiler geldi, resepsiyona gitmesi gerekiyordu.
Heyecanlanmıştı, koşar adımlarla resepsiyona yöneldi.Resepsiyonda Romeo yorgun ve meraklı bakışlarla
etrafı süzüyordu. Juliet artık kendini tutamayarak bağırdı
ve Romeo’ ya doğru koşmaya başladı.
-
Romeo,
sevgilim.
-
Juliet’
i gören Romeo da
heyecanlanmıştı o da aynı özlemle bağırarak Juliet’ e doğru
koştu.
-
Juliet,
aşkım.
İki sevgili büyük bir özlemle sarıldılar bir birlerine, ilk
kucaklaşmanın heyecanı geçer geçmez Juliet merakla sordu.
-Anlat bakalım plânda bir zorluk çektin mi? Yolculuğun nasıl geçti?
Romeo oldukça yorgundu, neşeyle
yanıtladı.
-Elbette hepsini anlatacağım sevgilim önce kendimi biraz toparlayayım,
seni biraz seyredeyim, sonra olanları birer birer anlatacağım.
Juliet evrensel tayin merkezinin istirahat hanesinde
en iyi odayı daha önceden ayırtmıştı, iki
sevgili sarmaş dolaş dinlenme bölümüne giderken gerçek aşkı
tatmamış pek çok yolcu durumlarına gıpta ile bakıyordu,
onların durumu evrende pek çok kişi tarafından bilinmekte özellikle
de tayin merkezinin görevlileri tarafından takdirle
izlenmekteydi. Onların verdikleri mücadele evrende pek çok kişiye
esin kaynağı oluyordu.
Dinlenme bölümüne geldiklerinde ana hafızadan
bir mesajın kendilerini beklemekte olduğunu gördüler,
mesaj gösterdikleri çabaları takdir ettiğini belirtiyor ve
kuvvet veriyordu. Ayrıca Hermes, Zeus ve Hera dan da takdir ve
sevgi mesajları getirmişti. Onlarda Hermes vasıtası ile ana
hafızanın kurmaylarına saygılarını ilettiler. Şu Hermes den
her ikisi de çok hoşlanıyorlardı, kıvır kıvır saçları,
ışıl ışıl gözleri ve uçan ayakkabıları ile çok fırlama
bir tipti, Hermes de onlardan hoşlanıyordu, kurmayların bir
mesajı olsa da Romeo - Juliet’ e
götürsem diyordu. Kurmayların postacısı olmak kolay değildi,
genellikle acı olaylara aracılık ediyor, zaman zaman da böyle
güzelliklere şahit oluyordu, Romeo ve Juliet’ in kavuşma mücadelelerini
büyük bir saygı ile izliyor, onlara karşı büyük bir sevgi
duyuyordu. Onlara benzeri mesajı bu mekanda kaç defa getirdiğini
artık hatırlamıyordu. Hermes iyi bir dost olarak ikisini de öpüp
iyi istirahatler dileyerek ayrıldı.
Sayfa
1
|