Erdoğan ILDIZ    Aydınlık Gazetesi - Makale İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Gücün Kaynağı
Sayfalar
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11

 

 

 

Tam Ali Anadolu’ da geçirdiği hayattan söz etmeye başlıyordu ki nakil işleminin ön sinyalleri gelmeye başladı, artık nakil konusuna konsantre olması gerekiyordu. Mars’ ta karşılaştıklarında bu konudan da etraflıca konuşmaya vakitlerinin olacağını belirtti ve müsaade istedi. Bir birlerine iyi dilekler dileyerek ayrıldılar. Mars’ ta sürüngen bir bedende hayat bulmak için kendini yeni hayata hazırlama merkezinde çok iyi hazırlamış olan Ali’ nin nakil için konsantrasyonu hiç te zor olmayacağa benziyordu.

Romeo ve Juliet nakil merkezinden çıkıp, yeni hayata hazırlanma merkezine geçtiler. Bu bölümde çeşitli kurmaylıkların pek çok danışmanı görev yapmaktaydı. Ölçüm merkezinde belirlenen tuğla seviyesine göre % 20 yukarı veya aşağı marjlar limitinde evrende gidilebilecek gezegenlerin belirlenmesi ve gidilecek yerdeki hayat tarzına göre kişilerin hazırlanmasına yardımcı olan görevliler canla başla çalışıyorlardı. Yeni hayata hazırlanabilmek için, burada çeşitli kurslar, seminerler veriliyordu. Bu bölümde önce danışmanlarla ölçüm merkezinin verileri tartışılıyor, sonra da çeşitli kurslar için randevu alınarak gelecek hayatın hazırlıkları yapılıyordu. Bu bölümden sonra istirahat merkezine dönüp durum değerlendirmesi yapacaklar, ertesi gün de ölçüm merkezine gidip işlemlere başlayacaklardı. Şimdi Romeo’ nun katılacağı kurslar konusunda karar vermeleri gerekiyordu. Bu kurslara ilaveten danışmanların önerecekleri kursları da yarın tartışacaklardı. Danışmanların onların hedeflerini tam olarak bilmeleri mümkün değildi, kendilerinin hedeflerinde ısrarlı olması gerekiyordu. Danışmanlar kişileri ve hedeflerini analiz ettikleri ölçüde tavsiyelerde bulunuyorlardı. Ölçüm merkezinden dünya ve benzeri gezegenlerin tercih puanları doğrultusunda bir ölçümün çıkacağını biliyorlardı. Romeo’ nun gelişmek için Mars’ a tayin edilmesinde de kararlıydılar ve Mars’ ta % 20 tolerans sınırında bir gezegendi. Buraya kadar her şey mükemmeldi. Ölçümden sonra kurslar sayesinde Romeo’ nun bazı yetenekleri daha da artacak Mars’ ta ora halkı ile çelişkileri daha da keskinleşecek, daha çok acı çektikçe evrimi de o denli hızlanacaktı. Şimdi alması gereken kurslara kaydını yaptırmaya başlamaları gerekiyordu.

Tüm muhtemel kursları ziyaret edip, gerekli bilgileri aldıktan sonra, netice olarak şu kurslarda karar kıldılar ve kayıtlarını yaptırdılar.

1.   Evrensel iletişim kursları

2.   Ana belleğe bağlanma

3.   Sır saklama

4.   Sabır

5.   Adam seçme

6.   Kadirşinaslık

7.   Şükür etme

Hem evren tayin merkezinin çeşitli bölümlerini ziyaret hem de kurslar hakkında alınan bilgiler Romeo ve Juliet’ i iyice yormuştu. Rastladıkları değişik dostlarla muhabbet tazelemişler, güzel bir şekilde günü noktalamışlardı. İstirahat merkezine giderken ikisi de kendilerini çok mutlu hissediyorlardı.

Ertesi gün erkenden kalkıp bir daha durumu gözden geçirdiler,planları ve eğitim programları konusunda ekleyecek bir şey bulamadılar. Bunun huzuru içinde ölçüm merkezinin yolunu tuttular.

Ölçüm merkezi çok sakin, sessiz bir yerdi. Burası çok zevkli döşenmiş bir salon izlenimi veriyordu. Dörder kişilik oturma gurupları şeklinde organize edilmiş koltuklar modülün esasını oluşturuyordu. Kapıda sizi karşılayan görevli, ölçüm yaptıracak şahıs ve varsa refakatçisini alıyor müsait olan bir birime götürüyor. Görevli her koltuğun yanında olan ölçüm cihazını, ölçüm yaptıran kişinin kafasına yerleştiriyor. Cihazı çalıştırdıktan sonra görevli de oturuyor, orada bulunanlar arasında sohbet başlıyor. Ölçüm işleminin süresi ancak sıradan bir sohbeti tamamlayana kadar yetiyor, sohbeti derinleştirmeye imkan yok, süre yetmiyor, bir berber dükkanındaki, bir kuafördeki gibi. İşlem sırasında herhangi bir ses veya hareket gözlenmiyor. Başa yerleştirilen taç görünümlü bir cihaz, işlem bitince de yanan bir ışık o kadar.

Ölçüm işlemi bitip ışık yanınca, görevli tacı baştan alıp koltuğun yan tarafındaki yerine yerleştiriyor. Bir müddet daha sohbete devam ettikten sonra kibarca ziyaretçileri ölçümün neticesini veren bölüme geçiriyor. Burada ölçüm sonuçları ile ilgili belge ziyaretçiye veriliyor. Tüm işlem bir saatlik bir süreye ancak sığıyor ve olay bir lüks otel lobisinde iş ziyareti için buluşan birkaç kişinin davranışları çerçevesinde gelişiyor.

Aslında  sessiz ve telaşsızca yapılan bu işlem evrende olan olayların en önemlisi ve evreni harekete geçiren sistemin ana motoru olarak ortaya çıkıyordu. Ölçüm sırasındaki kısacık sürede çok önemli 2 şey oluşuyordu. Bunlardan biri bilgi transferi idi, diğeri tuğlaların ölçümü konusuydu. Ölçüm esnasında ziyaretçinin kafasındaki tüm bilgi taranıyor, o ana kadar hiçbir beyinde rastlanmamış değişik bir birikim bulunduğunda bu bilgi ana belleğe aktarılıyor ve bilginin türüne göre evrene koyduğu tuğla sayısı belirleniyor. Ana bellek bu gibi sıra dışı bilgilerle beslenip gelişiyor. Ölçüm esnasında yapılan diğer işlem ise, kişinin göreve gitmeden siciline kayıtlı olan tuğla miktarı ile görevi tamamlayıp döndükten sonra tespit edilen tuğla miktarının karşılaştırılması işlemi idi. Ölçüm sonucunda yoğun gerilemeler görüldüğü gibi, oldukça da yerinde sayanlara rastlanmakta, nadiren de tuğla sayısını artırmışlara tesadüf edilmektedir. Gerilemeler genellikle tüm kutsal kitaplarda belirlenen normlara karşı gelenlerin içlerinde meydana gelen çürümelerin tezahürü şeklinde kendini göstermekteydi. Tuğlaları azalan bu kişilerin tayinleri de daha geri gezegenlere veya aynı gezegende bir alt oluşum halinde, yani hayvan veya bitki olarak bir canlı türünde vücut bularak cezalandırma şeklinde kendini gösteriyordu. Tuğlasını artırmış kişilerin tayinleri de ödüllendirme esasına göre oluyordu. Daha gelişmiş gezegenlerde alan durumuna geliyorlar, cenneti yaşıyorlardı.

İnsan olmanın puanı 50 olarak belirlenmişti, 62.5 puanlık tuğla, adam olmanın başlangıç çizgisiydi 100 puan ile baş kurmay olunabiliyordu. 62.5 puan sınırındakiler isterlerse bir hayvan bir sürüngen olabiliyorlardı. Bitki olabilmek için 10 puanlık tuğla yeterli olabiliyor, hayvanlar sınıfının tuğla sayısı olan 25 e kadar bitkisel alemin rütbeleri sıralanıyordu. Kişinin erdem kazanmaya başlamasının sınırı olan 62.5 puanlık tuğla miktarından sonra 80 puanlık seviyeye kadar çetin bir imtihan vermesi, niteliklerini artırıcı pek çok çalışmanın içine girmesi gerekmekteydi. Evrim bu süreçte çok yavaşlamakta ve zorlaşmaktaydı. Bu süreç 80 den sonra daha da yavaşlıyor ve zorlaşıyordu.

Ölçümün sonuçlarını aldıklarında Romeo’ nun başı dönüyor, ayakları bir birine dolanıyordu, sonuca bakmaya cesareti yoktu. Juliet de çok heyecanlıydı.  Neyse ki sonuçların bildirildiği bu mekan bol ve rahat koltuklarla  ferah bir şekilde döşenmişti. Koltuğa yerleştikten sonra Juliet belgeyi aldı usulca açtı. O an sevgilisinin boynuna sarılarak onu yere yuvarladı ölçüm tam istedikleri gibi çıkmıştı, istedikleri seçimi yapabilirlerdi. Romeo belgeye baktı dünyaya gidiş 65 tuğla, dünyadan dönüş  62 tuğla diye kayıt düşülmüştü demek ki hataları kendine 3 tuğlaya mal olmuştu. Çeşitli nedenlerle kendini geliştirememişti, ölçüm hiç hata yapmıyordu, her şey apaçık ortaya çıkıyordu. Şimdi kendini geliştirmek için şans doğmuştu. 62 nin %20 eksiği 49.6 ediyordu ve bu puan insan olmanın asgari puanı olan 50 puanın altındaydı. 49.6 puanla sürüngen olarak Mars’ a gidebilecekti. Plânları tutmuş, muratlarına ermişlerdi. Romeo tuğlalarını daha süratli artırabilecekti. Bu tuğla lafını da çok seviyordu. Kendi durumuna cuk oturuyordu. İnsanı bir bina gibi düşünürsen, nasıl bina üst üste konulan tuğlalarla meydana geliyorsa, insan da öyleydi, evrendeki en zor bina insan binasının inşası idi çünkü insana tuğla bulmak zordu, insan tuğlası bilgilerden oluşuyor, o bilginin edinilmesi, uygulaması fevkalade yavaş oluyordu. Mevcut yapısı üstüne bir taş daha koymanın zorunluluğunun farkına varması için pek çok beden değiştirmek gerekiyor, o bilinç elde edildi mi ondan sonra işler nispeten hızlanıyor. İşte bu bilince gelmekti esas olan. Tuğla lafı da bu bilinci güzel vurguladığı için bu kelimeyi seviyordu. Tekrar bir birlerine sarıldılar, mutlu bir şekilde tayin olgunlaştırma merkezinin yolunu tuttular.

Tayin olgunlaştırma merkezi de ölçüm merkezi gibi gayet rahat döşenmiş, masada oturan bir görevli, karşısında rahat oturma gurubu ziyaretçisine rahat sohbet imkanı tanıyor. Yanda birkaç kişinin karşılıklı oturabileceği bir yuvarlak masa evren haritalarının karşılıklı incelenmesi ve gidilecek yer hakkında detaylı bilgilerin tartışılabilmesi için konulmuş. Bir de perde, gidilecek yer hakkında görüntü sağlayan, pratik bilgilerle eksiklikleri tamamlayan bu perde ile tayin olgunlaştırma merkezi oldukça etkileyici bir yerdi. Bir seyahat bürosu izlenimi veriyordu. Görevlinin davranışı da işini bilen, profesyonel seyahat acentesi çalışanının davranışlarını andırıyordu. Ancak bu acentenin çalışma salonunda sayısız görevli, müşterileri ile büyük bir sessizlik içinde çalışıyor, tüm görevlilerin masaları ve çalışma mekanları o şekilde ayarlanmış ki, kimse bir diğerinden rahatsız olmuyor, her görevli kendi oturma gurubunda bağımsız iyi döşenmiş bir odada çalışıyormuş hissine kapılıyordu. Oysa tüm görevliler aynı salonu paylaşıyorlardı. Bitkiler ve zevkli ara bölmeleri ile çok ferahlatıcı bir dekor elde edilmişti.

Bir gün önce randevular alınmış kaç numaralı görevli ile ne zaman görüşecekleri ayarlanmıştı. Koordinatlar çok iyi belirlendiğinden o uçsuz bucaksız salonda kendileri ile ilgilenecek görevliyi bulmakta gecikmediler.

Tüm görevliler güler yüzlü idiler, hepsinin uçak hostesleri gibi belirli bir eğitimden geçtikleri tüm hal ve davranışlarından belli oluyordu. Romeo’ nun tayinini olgunlaştırmakla görevli kişi çok güzel ve candan gülücükler saçan bir kadındı. Onları çok sıcak karşıladı, yer gösterdi ve ziyaretçilerinin koltuklarına yerleşmelerini müteakip, hemen konuya girdi. Ölçüm merkezinden gelen sonuçlar masasında duruyordu. Çok kritik bir durum diyerek lafa girdi.

Kıymetli Romeo, hem insan olarak, hem sürüngen olarak gidebileceğin pek çok gezegen bulunuyor, istersen önce bunu netleştirerek işe başlayalım. Görevlinin ağzından bu laflar dökülür dökülmez Juliet hemen lafa girdi.

Romeo bu defa sürüngenliği denemek istiyor, insan olarak nakil seçeneğini iptal ederek seçenekler yelpazesini daraltmak yoluna gidebiliriz diyerek lafını bitirdi.

Romeo da gülerek insan olmaktan bıktım, değişiklik olsun diye bu defa da sürüngen olmaya karar verdim dedi.

Yetkili, sevinçle, sıhhatli kararlara doğru gidildiğine memnun olduğunu belirtti. Kendisinin de Romeo’ nun gelişim çizgisini tayin merkezinin kayıtlarından incelediğini, Romeo’ nun gelişim sürecinde bir tıkanıklığı tespit ettiğini belirtti. Romeo pek çok bedendir tuğlalarında artış sağlayamadığı gibi, son beden buluşunda 3 tuğla geriye gitmişti. Bazı beden buluşlarda ilerleme kat ediyor, bazılarında ise geri gidiyordu. Neticede bu tıkanıklığı çözmesi gerekiyordu. İnsan olarak bu tıkanıklığı çözemediğine göre sürüngen olarak denemesi en akılcı yoldu.

Yetkili hemen Romeo’ nun sürüngen olarak gidebileceği gezegenlerin listesini ana bellekten aldı. Liste oldukça kabarıktı. Yetkili listeyi daraltmak amacı ile Romeo ve Juliet’ e sordu. Gidilmek hedeflenen gezegende sadece sürüngenler mi bulunsun istersiniz? Yoksa insan veya benzeri canlılarla beraber yaşayan sürüngenlerin bulunduğu gezegenleri mi istersiniz? Bu soru çok yerinde bir soruydu çünkü dünyada olduğu gibi pek çok gezegende sürüngenler ve diğer canlılar birlikte yaşıyorlardı.

Romeo kesin tavrını koyarak, sadece sürüngenlerin yaşadığı gezegenlerle ilgilendiğini belirtti. Görevli bu seçimin de iyi bir seçim olduğunu hemen belirtti, çünkü bir üst evrim için daha az gelişmişlerle bir müddet beraber kalmasında fayda vardı. Bu onun tuğla sayısını artırmak için iyi bir yöntem olacaktı, sıkıntı çekmeden gelişmek mümkün olmuyordu.  

Sayfa 6

 
 
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz