Akşam el ayak çekildiğinde Paul, Romeo’
nun odasına süzülüverdi. Kısa bir hoşbeşten sonra Paul
hemen sordu “ Neydi bana söyleyeceğin büyük sır? ”
Bu gezegende paylaşıma kapatılmış oksijen
sağlayıcı bir reaktör var. Bunu devreye sokarsak bu gezegende
hayat daha güzel olacağı gibi, sömürünün boyutları da
minimize edilebilir. Üstü kapalı olarak yaşıtlarımıza
vermek istediğim mesaj bu idi. Bunu gizli tutacağına ve bu uğurda
taraftar toplayacağına söz verirsen sana daha derin detaylar
verebilirim.
Romeo, Paul’ u ilk gördüğünde iyi anlaşacaklarını
hissetmişti. Nitekim Paul, Romeo’ nun çok iyi bir havarisi
olmuştu. Kısa zamanda etrafına Romeo’ nun fikirlerine inanan
pek çok genci toplamıştı. Dinozor krallığında geçirdikleri
birkaç gün zarfında Romeo’ nun başlattığı hareket
oldukça güçlenmişti.
Bu hareketi yöneten komitede Romeo başkan
olarak, Ali ve Paul başkan yardımcısı olarak, Romeo ile
birlikte yola çıkan diğer 3 öğrenci de üye olarak görev yapıyorlardı.
Başlattıkları hareketin ismini Romeo “ Prometyus hareketi ”
olarak koymuştu.
Romeo ile görüşen Paul odasına döndüğünde
çok heyecanlıydı. Sabah olurken ancak uyuyabildi. O gün başlayacak
olan seremoniler için her tarafta hazırlıklar son hızı ile
devam ediyordu. Önce baş dinozorun önünde sıralanacak, bağlılık
marşını okuyacaklardı. Sonra her sınıf ayrı ayrı resmi
geçit yaparken maharetlerini gösterecekler, baş dinozorun
dikkatini çekmeye çalışacaklardı. Baş dinozorun seçtiği 3
kişi ile baş dinozor yemek yiyeceklerdi. Bu yemek seçilen 3 kişiye
bazı ayrıcalıklar getireceği için çok önemliydi. Bu
seçimin galibi olmak için bir sloganda anlaşmışlardı. Bu
slogan şöyleydi “ yarınlar bizim”.
Ertesi gün olaylar tam plânladıkları gibi
gelişti, zaten baş dinozor her krallıktan gelen sivri çocuklar
hakkında okula başladıkları andan beri istihbarat toplamakta
olduğundan, birlikte yemek yiyecekleri çocukları seçmekte
zorlanmadı. Bunlar Romeo, Ali ve Paul idi.
Akşam sofra muhteşem hazırlanmıştı.
Dekor ve genel atmosfer etkileyiciydi. Baş dinozor süratle
konuya, yani yoklamaya girdi.
Romeo’ nun diğerlerinin lideri olduğunu
bilircesine ilk soruyu ona yöneltti.
Söyle bakalım Romeo, Mars’ ın düzeninde
ne gibi eksiklikler görüyorsun? İleride ne olmayı düşünüyorsun?
Yapmak istediğin projeler nelerdir?
Romeo sakin ve kontrollü sözcüklerle söze
başladı. Daha adil, daha özgür, bencilliklerden arınmış,
sevgi dolu bir Mars istediğini dile getirdi. Mars’ ta okuma
yazma oranı çok düşüktü. Liseden sonra yüksek öğrenimini
eğitimci olarak yapmak istediğini bildirdi. Ayrıca kimyaya ve
fiziğe çok ilgi duyduğunu yeni yöntemlerle Mars’ ta bol
oksijenin elde edilmesi gerektiğini de vurguladı.
Baş dinozor birden prometyus hareketinin ne
olduğunu sordu.
Romeo bilginin ne çabuk baş dinozora ulaştığına
hayret etmesine rağmen renk vermeyerek, prometyus hareketinin
bilginin tanrıların tekelinden kurtarılması olarak özetledi.
Bunun sembolik bir kavram, bir slogan olduğunu belirti. Bu slogan
ile Mars’ a görülmemiş mutlulukların taşınabileceğinin
altını çizdi.
Baş dinozor aldığı cevaplar karşısında
pek şaşırmış gibi görülmüyordu. Romeo’ ya notunu tam
vermişti ve onu yakın takipte tutacaktı. Paul’ a dönerek aynı
soruları ona da tekrarladı.
Paul hukukçu
olmak istediğini inançların revize edilmesinin zorunlu olduğunu
belirtti. Şu an kadın erkek arasında derin uçurumlar olduğu
gibi, sosyal kanunların da yetersizliğinden bahsetti ve ancak
bunları hukukçular veya peygamberlerin değiştirebileceğinden
söz etti.
Baş dinozor bu yanıttan da rahatsız olmamış
gibi görülmekle beraber içinde bir huzursuzluğun yükselmekte
olduğunu hissetti. Yeni nesil yaman geliyordu ve gelecek
günlerde asayişi kontrol etmek kolay olmayacaktı.
Aynı sorulara cevap verme sırası Ali’ ye
gelmişti. Ali araştırmacı ve yazar olarak istediğini
belirterek söze başladı. Pek çok sorunun yanıtına cevap
bulmak gerektiğini ve bu çalışmaların yetersiz kaldığını
vurguladı.
Baş dinozor her üç çocuğun da şimdiye
kadar ağırladığı çocuklardan çok farklı olduğunu
görünce bir taraftan bunları mahiyetine yetiştirmekten mutlu
olacağını düşünürken, bir taraftan da hükümranlığının
tehlikede olacağını ta derinlerinde hissetti. Çok dikkatli
olması gerektiğini anlamıştı. Bunların başı boş bırakılmamalıydı.
Yemeğin sonunda baş dinozor her üçüne de
birer iri kristal ihtiva eden kolye hediye etti. Bu kolyeler her
sene verilen kolyelerden farklıydı. Bu kolyeleri hiç çıkarmamalarını
isteyen baş dinozor, bu kolyeler sayesinde her gittikleri yerde
ayrıcalık göreceklerini belirtti.
Kolyeleri verdikten sonra baş dinozor
yemekten ayrıldı. Çocuklar o akşam ve ertesi gün serbestti.
Artı dostluklarının tadını çıkaracak biraz zamanları vardı.
Romeo, baş dinozorun kendilerine farklı bir
kolye verdiğini düşünürken bu sırada baş dinozor da, yardımcısına
verilen kolyelerin takanı izleme kabiliyeti sağladığını
anlatıyordu.
Yemek sonrası arkadaşlarına baş dinozor
ile yaptıkları konuşmaları anlatıp aldıkları kolyeleri
gösterdiler. Artık otele dönme zamanları gelmişti.
Romeo odasına çekilip yatmaya hazırlanırken
birden ruhunun derinliklerinden bir çağrının benliğini sardığını
hisseti. Hemen durup, oturma pozisyonu alarak konsantrasyonunu artıracak
şartları sağlamaya çalışırken, çağrı tüm bedenini sarıyordu.
Gözlerini kapayınca karşısında Juliet’ i gördü. Çağrı
telepatik olarak Juliet’ ten geliyordu. Evren dağıtım
merkezinden sonra ilk defa temas kuruyorlardı. Juliet, Romeo’
yu merak etmişti, ne hallerdeydi? Romeo durumu kısaca özetledi,
uğraş yeni başlıyordu ve burada yapacak çok şey vardı. Bu
gezegenin tarihini değiştirecek uğraşların arifesindeydi. Bu
uğraşlar beyin gücünü yükselteceği gibi eksik tuğlalarını
da artıracaktı.
Romeo da Juliet’ in neler yaptığını
merak ediyordu. Tam Juliet olanları anlatmaya başlıyordu ki Ali
ile Paul Romeo’ nun odasına girdiler. Romeo kapıyı
kilitlememiş olmasına çok kızdı. Ali ve Paul Romeo’ nun
oturmuş ve kendinden geçmiş trans haline çok şaşırdılar.
Ne yaptığını anlatmasını istediler. Romeo Juliet ile ilişkisini
ve telepatik iletişimin esaslarını anlatmak zorunda kaldı. Ali
bunu Mısır’ da da bazı üst düzey yöneticilerde görmüştü
ancak öğrenme fırsatı olmamıştı. Her ikisi birden bu iletişim
şeklini öğrenmek istediklerini bildirdiler. Vakitleri kısıtlıydı,
hemen işe koyulup ilk eksersizleri yapmaya başladılar. Bir
müddet sonra oldukça mesafe kat etmişlerdi. Ertesi gün hedefe
gidebilecek kadar neticeye yaklaşıp, vedalaştılar.
Ertesi gün tekrar Romeo’ nun odasında buluşup
son rötuşları da yapıp hedefe vardılar. Durum mükemmel olmuştu.
Tam çıkacakken Ali özel ıslığın Paul’ a da öğretilmesinin
faydalı olacağını belirtti. Tekrar denemeler başladı, akşama
doğru bu iş de halloldu, gezip tozacak çok az zamanları kalmıştı.
Biraz dolaştıktan ve ailelerine çeşitli
hediyeler aldıktan sonra son toplantı için buluştular. Sekiz yıllık
ilk öğretimleri sona ermiş, 3 yıllık lise dönemi ve arkasından
üniversite öğrenimlerine uzanan en az 8 veya 10 yıllık bir
dönemde arkadaşlıklarını ve ilişkilerini nasıl devam
ettireceklerini, nasıl haberleşeceklerini konuşmaları
gerekiyordu. Romeo iletişimin koordinatörlüğünün Ali tarafından
yapılmasını, onun dinozor krallığında bulunmasının avantaj
olduğunu bildirdi. Herkes kendi havarilerini iyi seçmeliydi,
hainler ve ihbarcılar prometyus hareketinden temizlenmeliydi. Baş
dinozor ne çabuk olaydan haberdar olmuştu. Bu durum büyük bir
tehlikenin habercisiydi. Kendi aralarında daima telepatik haberleşme
yöntemini kullanacaklar, genel iletişim yöntemlerinden kaçınacaklardı.
Mümkün olursa yılda bir dinozor krallığında bir araya gelmek
için neden yaratacaklardı. Bu kararlar alındıktan sonra herkes
kendi odasına çekildi.
Romeo odasına girer girmez bu defa kapıyı
kilitlemeyi ihmal etmedi. Hemen trans durumuna geçecek pozisyon
aldı. Juliet’ e ulaşmak kolay olmuyordu, tam Juliet ile temas
kuruyor, ancak bağlantıları garip bir şekilde kesiliyordu.
Juliet Romeo’ ya boynundaki kolyeyi çıkarmasını söyledi.
Romeo derhal söylenileni yaptı. Kısa bir zaman sonra Juliet karşısındaydı.
Juliet, Romeo’ ya taktığı kolyenin iz bırakan ve iletişimi
engelleyen bir niteliği olduğunu belirtti.
Juliet’ in durumunu çok merak ediyordu. Oda
15 yaşında bir genç kızdı ve toplumu ile çelişkileri su
yüzüne çıkmak üzereydi.
Juliet yavaş yavaş anlatmaya başladı,
Galaktika’ da vücut bulduğu ailesi oldukça fakir bir aile
idi. Karı koca ve 2 erkek çocuklarına ilaveten 3. Çocuk olarak
Juliet’ i Galaktika’ ya getirmişlerdi. Baba oldukça büyük bir sitenin kapıcılığını
yapıyor. Annesi de gündelikçi olarak ev temizliğine gidiyordu.
Her iki erkek kardeşi de eğitimlerini ancak bitirmek üzereydi.
Galaktika’ da çocuk yetiştirmek oldukça masraflı bir iş
olduğundan genellikle çocuk sayısı bir idi. Beş kişilik bir
ailenin geçimini sağlamak pek çok kişinin göze alamayacağı
şeydi. Devamlı kaynak sıkıntısı çekiyorlardı. Bu gezegende
bir yarış vardı. Bilgi yarışı. Herkes bir çok konuyu araştırıyor,
bir çok araştırmayı finanse ediyor. Her gün sayfalar dolusu
rapor okuyor, sayfalarca rapor yazıyor, gün bir türlü
yetmiyordu.
Juliet okula gidene kadar ailede bir sorun yaşanmadı.
Okula başlaması ile birlikte ailesi, okul ve öğretmeni arasında
gittikçe şiddetlenen bir sorun yaşanmaya başladı. Öğretmene
göre kız kendi gelişimini engelliyordu. Öğrenememesi,
mahsustan oynanan bir aptallık senaryosunun arkasına sığınılarak
gerçekleştiriliyordu. Gerçekte Juliet zeki ve gelişmeye yatkın
bir kızdı. Öğretmenin çözemediği bir şey, Juliet ’in
kendi gelişimini bilerek, isteyerek engelleyen bir tutum içinde
olmasıydı. İlk başlarda aile bu görüşe karşı çıkıyor,
kızını farklı biçimlerde savunuyordu. Birkaç yıl geçtikten
sonra Juliet ’in ailesi de öğretmenine hak vermeye başladı.
Bu durumun sebebini bulmak için birlikte hareket etmeye başladılar.
Bu Juliet için bir müddet şans oldu, zira okul yönetimi bu
tür haller için derhal okuldan uzaklaştırma veriyordu. Aile ve
öğretmenin iş birliği bu süreci biraz uzatmış oldu. Yoksa
özel eğitim merkezi denilen öğrenme kamplarına çoktan gitmiş
olacaktı.
Bu öğrenme kamplarında her yaştan ve sınıftan
insanlar bulunuyordu. Bu insanlar, koydukları ve onlar için
koyulan hedeflerin gerisinde kalmış kişilerdi. Belirli fazlarla
sapmalar kontrol ediliyor, 3 defa ölçümde hala sapmalar
kapanmamışsa sistem kişiyi öğrenme kamplarına
göndermektedir. Sistemi öğretmenler idare ettiklerinden öğretmenin
inisiyatifi oldukça belirleyici rol almaktadır. Öğretmenlerin
erteleme inisiyatifleri de maksimum 1 yıl ile sınırlı olduğundan
Juliet ilk öğreniminin 3. yılının onunda soluğu öğrenme
kamplarında aldı.
Öğrenme kampında kendi geçimini sağlayacak
işleri de yapmak zorunlu olduğundan 10 yaşında bir kızın öğrenmesi
gerekecek pek çok şey olacaktı.
Beş sene de oldukça olgunlaşmış, pek çok
tecrübeler edinmişti. Yine de yaşıtı olan kızlara göre
oldukça geriydi. Bir Galaktikalı’ dan çok bir dünyalıya
benziyordu kafa düzeyi bakımından. Ancak bu kendi seçimiydi ve
bu güne kadar herhangi bir baskı görmemişti. Ancak bundan
sonra durum farklı olacağa benziyordu. Son günlerde daha sıkıştırılmış,
intensiv öğrenim veren adalar topluluğuna gönderilmesi
gündeme gelmişti. Gelişmeme için mücadelesi burada başlayacaktı.
Şu an kendini sıkıntıda hissettiğinden Romeo ile temasa
geçmişti.
Romeo’ yu hala deliler gibi seviyordu ve aynı
karnasyonu aynı tuğla sayısı ile yakalamak ana hedefiydi.
Romeo da ona, kendisini deli gibi sevdiğini,
aldığı misyonlarla eksik tuğladan eser bırakmayacağını, şu
anda bile gezegenin gelecekteki liderliğine aday olduğunu, daha
çok basınç ve yük almayı plânladığını bildirdi.
Tam o sırada kapının çalındığını fark
eden Romeo, istemeyerek seansı kesmek zorunda kaldı. Gelen kişi
valizleri almaya gelen bellboy du. Gelen kişi Romeo’ nun sırılsıklam
halini görünce, sabah koşusundan mı geldiğini sordu.
Anlaşılan Romeo sabaha kadar trans halinde
kalmış, oldukça da zorlanmıştı. Bu onun kendi bağlantısı
olarak ilk trans haliydi.
Odasını henüz toplamamış olduğundan,
süratle bu işe girişti öncelikle. Yalnız yüreğinde hoş bir
duygu ve huzur vardı artık. On beş sene her 2 tarafın duygularını
azaltmamış daha da artırmıştı. Bu çok güzel bir şeydi.
Sonsuz yaşamın sırı bu sevgide gizliydi.
Bukalemun krallığına döndüklerinde Romeo’
nun ilk işi prometyus hareketinin tüm krallıklarda
örgütlenmesi için bir çalışmayı başlatmak oldu. Bukalemun
krallığının komite başkanlığını kendisi, yönetim kurulu
üyeliklerini de birlikte yola çıktığı üç arkadaşı
yüklendiler.
Lise tahsili sırasında Romeo bir efsane
haline geldi. Öyle şeyler yapmıştı ki buna kendisi de inanamıyordu.
Önce oksijen yetmezliği ve toplumdaki geri zeka davranışlar
konusunun üstüne eğildi. Toplumun fikirsel platformunun
yükseltilmesi için daha kaliteli ve bol oksijene ihtiyaç
duyulmaktaydı. Bu oksijenin nasıl sağlanacağı konusunda bir
fikri ve bu doğrultuda bir planı vardı. Ancak bu planı devreye
sokmadan önce bu çalışmaları yapabilecek militan bir ekibin
oluşturulması gerekmekteydi. Öncelikle çalışmalarını bu
konu üzerinde yoğunlaştırıyordu.
Sürüngenler arasında kafası realitelere
yatkın kişileri tespit için bazı sorular soruyordu ve aldığı
cevaplar sayesinde kişi ile ilişkisinin seviyesinin hangi
düzeyde olduğunu tespit edebiliyordu. Bu sorulardan en ilginci
şu idi; evrende Mars gezegeni bir noktadan daha küçük bir yer
kaplar, sayılmayacak kadar çok olan Mars ve benzeri gezegenleri
eğitmek için yaradan, yüzlerce binlerce eğitmen gönderiyor
tayin ediyor. Bu azizler, bu eğitmenler, bu peygamberler
sayesinde eğitilen kişilerin tuğlalarının sayısının artması
sonucu yaratanın kârı ne olacaktı.
Kolektif bir zihniyetle konuyu ele alanlar işi
çözüyorlardı. Tüm beyinlerin ortak bilgisinden oluşan
yaradan zihniyeti, çalıştığı muazzam ekibin ortak kalitesini
ne kadar çok yükseltebilirse ızdırabı da o ölçüde azalıyordu.
Yani ekip için gelişmemişlik toptan ızdırap, gelişmişlik
ise toptan mutluluktu. Bu mutluluğu sağlayabilmek için sonsuz eğitilmiş
insan kaynağına ihtiyaç duymaktaydı yaradan. Ancak gelişmemiş
kişilerin bu fikri anlamak şöyle dursun, fikrin yakınından
bile geçmesi beklenmeyecek bir olaydı.
Kişilerin seviyesi bu gibi sorular ile
ölçülürken, pozitif cevaplar verenler içinden tespit edilen
kişilerle muhabbetin derinleştirilmesine özen gösteriliyordu.
Lisenin ilk ve ikinci yılı bir taban oluşturma
çalışması ile geçti, artık 2. yılın son aylarındaydılar
ve kimya ve felsefe çalışmaları son hızla gidiyordu. Geçen
sene ekibi ile yaptığı senelik buluşmadan sanki büyük
dinozorun haberi olmuş gibi idi, bu sene ki buluşma Romeo’ yu
huylandırıyordu. Baş dinozorun hediye ettiği kolyelerdeki
kristallerin iletişimi engelleme gücü olduğunu ve takanı
rahatça izleme olanağı verdiğini Juliet daha o zaman söylemişti
ancak bu ve benzeri kolyelerin prestij gücü muazzamdı, bu
yüzden üstünden çıkaran sanki sosyal bir hücuma uğruyor,
prestij kayıp ediyor, kişiler arasında müthiş bir merak
konusu oluyordu. Bu yüzden toplum içinde kolyeleri çıkaramıyorlar,
ancak özel yaşamlarında ondan
birkaç metre uzakta kalabiliyorlardı. Böyle kolyeleri taşıyan
kişiler ayrıca koruma adı altında polis tarafından da
izlendiklerinden, kolye bir yerde bırakılıp başka bir yere
gidildiğinde ve gideni polis izlediğinden, polisin üzerindeki
benzeri taştan gelen sinyal ile kolyenin sahibine ait sinyal
oldukça uzaklık gösterdiğinde güvenlik güçleri harekete
geçmekteydi. Romeo henüz bunu bilmiyordu ancak kısa zaman
içinde öğrenecekti. İki yıldır bazı olaylar arasında bazı
ilintilerin oluşundan şüpheleniyor ancak yoğun olarak çalıştığı
bazı konulardan vakit ayırıp bu gibi konular üzerinde yoğunlaşamıyordu.
Nasıl oluyor da kolyesini evde unuttuğu zamanlar bir sivil polis
çemberi koruması ile birlikte kendini yakın markaja alıyor,
ayrıca evinin civarında güvenlik önlemleri artırılıyordu.
Gerçi kolyeyi evde unuttuğu zamanlar pek nadir sayılırdı
ancak bu durumda olağanüstü bir mekanizmanın harekete geçtiği
meydandaydı.
Sayfa
9
|