Görevli listeyi bir daha taradı, bazı
gezegenlerin yanına işaret koydu. İşaretlediği gezegenlerin
içinde özellikle 3 gezegenin altını kalın bir şekilde çizmişti.
Altı çizili gezegenlerden bir tanesi de Mars’ tı. Romeo ve
Juliet derin bir nefes alarak neşeyle
Mars’ ı istediklerini görevliye söylediler ve
ilave ettiler, her ne kadar Mars’ ı seçsek de diğer iki
gezegen hakkında da bize bilgi verir misiniz, dediler. Görevli
evren haritalarını çıkarıp masaya yaydı ve onları da yanına
alarak güneş sistemi ile diğer gezegenlerin bulunduğu
galaksileri işaretledi. Diğer 2 gezegen başka başka
galaksilerde bulunuyor, Mars, Dünya ve Galaktika’ nın bulunduğu
galaksiye çok büyük uzaklıktaki bir konumda yer alıyorlardı.
Uzaklık evrensel telepatik haberleşme için bir engeldi. Gönül
gözü iyi açılmamışlar kısa mesafelerle haberleşe
biliyorlardı ancak mesafeler büyüdükçe haberleşmeler gönül
gözü tam açık olmayanlar için zorlaşıyordu. Aynen zayıf
bir verici istasyondan uzaklaşan zayıf bir alıcı cihaz gibi, işler
güçleşiyordu. Romeo daha bu haberleşme işini tam halledemediğinden
bu tür uzaklıklar ürkütücü gelmekteydi. Juliet ile haberleşememe
korkusundan dolayı buralar hakkında alacağı bilgiden
vazgeçmek üzereyken, Juliet
meraktan diğer gezegenlerdeki yaşamlardan da kesitler
görmek istediğini belirtti. Gezegenin birinde sadece
sürüngenler ve bitkiler canlıları oluşturuyor, dev ormanlar,
dev sürüngenler, tropikal nehirlerle gezegen dünyanın
milyonlarca yıl evvelki halini hatırlatmaktaydı. Diğerinde ise
sürüngenler yaşamlarının son mücadelelerini vermekteydiler.
Gezegen tahrip olmuş her şey yok olmuş, sürüngenler çok
küçük boyutlara inmiş bu şekilde hayat mücadelelerini
vermekteydiler. Bunlara mikroskobik boyutta sürüngen demek daha
uygun olurdu.
Seçenekler hakkında kafi bilgi aldıkları
kanaatine varan Romeo kesin bir tavırla Mars’ a gitmek istediğini
yeniledi.
Görevli bayan şöyle bir iç geçirdi ve
Romeo Juliet’ e
dönerek şöyle dedi. Sizi tebrik etmek istiyorum,evrende sizin
gibi ne yaptığını bilerek yaşayan kişi sayısı o kadar az
ki inanamazsınız. Ne aradığınızı bildiğiniz için benle
olan işiniz de kısa sürdü ve bu yalınlıktan zevk aldım.
Şimdi Mars hakkında ve orada vücut buluşunuz
konusunda sizleri bilgilendirmeye çalışacağım. Aldığınız
bilgiler doğrultusunda tayininizi onaylarsanız, tayin işlemlerini
başlatacağım. Bu işlemden sonra bu bölümle işiniz kalmıyor,
yeni hayata hazırlama merkezinde sizin doğacağınız ana baba
ve ortamla uyumlu olabilmeniz için dersler verilecek.
Görevli önce Mars’ taki hayattan
bahsetmeye başladı oksijen sıkıntısının had safhada olduğunu
hayatın mağaralarda geçtiğini belirtti. Kurmaylıklardan
Mars’ ta açılacak pozisyon hakkında bilgi aldı. Gelen
bilgiye göre Romeo Mars’ ta bir bukalemun olarak vücut
bulacaktı. Ailesi Mars’ ın ileri gelen ailelerinden biri idi.
Görevli uzun bir müddet Mars’ taki hayatın güçlüklerinden
bahsetti, perdede oradaki yaşamdan kesitler gösterdi. Anasını,
babasını, akrabalarını, yaşayacağı çevreyi gösterdikten
ve etraflıca anlattıktan sonra, sordu.
Evet tüm bu anlatılanlardan sonra, hala
oraya gitmeye niyetli misin? Yoksa başka seçenekler üzerine
çalışalım mı? Örneğin delta gezegeni dünyaya benziyor,
dünyadan bıktıysan bu defada delta gezegeninde sürüngen
olarak hayat bulabilirsin.
Juliet kararlı bir ifade ile seçimin hala
Mars değil mi diyerek Romeo’ ya sordu?
Romeo da gülerek, kararım kesin dedi ve
tayin olgunlaştırma merkezindeki seçim işlemini noktaladı.
Evet iş bitmişti, görevli kısa zamanda
tayin işlemi ile ilgili formaliteleri gerekli yerlerle koordine
etti, kibarca el sıkıştılar ve Romeo, Juliet mekanı terk
ederken görevli yeni müşterisine hizmet vermek için gülerek
yerinden kalkıyordu.
Romeo ve Juliet günün geri kalanını
kendilerine ayırmışlardı. Alınacak kurslar, yeni hayata hazırlama
merkezindeki randevular hep ertesi gün içindi. Şimdi çok
mutluydular, işin en önemli kısmı bitmiş, tayin gerçekleşmişti.
Bu yeni açılımların önemli bir başlangıcıydı. Şimdi
süratle istirahat merkezine gidip doya doya sevişmek,
kendilerini ertesi günün yorucu programına hazırlamak
istiyorlardı. Doğruca istirahat merkezinin yolunu tuttular.
Ertesi gün erkenden, çok iyi dinlenmiş
olarak yeni hayata hazırlama merkezinde bulunuyorlardı.
Öncelikle yeni bedeninde yeni çevre ve yaşam tarzı ile uyum
için kurslar görmesi gerekiyordu. Daha sonra da kayıt olduğu 7
kursun programlarını takip etmesi gerekiyordu.
Onları yeni hayata hazırlama merkezinin
resepsiyonlarında çok sıcak karşıladılar. Romeo’ yu yaptığı
seçimden dolayı kutladılar. Resepsiyon görevlisinde Romeo’
nun geçmişi ve geleceği ile ilgili yaptığı seçimin tüm
detayları, takip etmek istediği tüm kurslar ile ilgili her
türlü bilgi mevcuttu. Görevli, yeni hayata hazırlama
merkezindeki kursların Romeo için ne süreç alacağını açıklayarak
işe başladı. Evren tayin merkezinin zaman dilimleri ile
gezegenlerin zaman dilimleri çok farklıydı. Tayin merkezinin
bir günü, gezegenlerin zaman diliminin, yerine göre birkaç ayına
veya bir kaç yılına denk geliyordu. Bu bağlamda Romeo’ nun
fazla da zamanı olduğu söylenemezdi. Mars’ ta ana rahmine düşmüş
bulunuyordu. Anası yumurtayı kuluçkaya yatıracak, kuluçka
süresi sonunda Romeo Marslı bir hüviyetle yaşama başlayacaktı.
Görevli önce bukalemun olmanın
özelliklerini anlattı. Birtakım böceklerle besleneceğini,
solunum sisteminin özelliklerini, sürüngen olarak hareket
etmenin inceliklerini anlattı. Mars’ taki bukalemunların yaşamlarından
değişik kesitler gösteren filmler izletti ve onların davranış
şekilleri üzerine etraflı konuşmalar yaptı. Yavaş yavaş
Romeo’ nun davranışları da bu tür yaşam tarzına uyumlu
olmaya başlamıştı, artık pek çok şey garip gelmiyordu, ruhu
o yönde şekillenmeye başlıyordu. Juliet görevlinin yaptığı
imalatı yakınen izliyor ve çok başarılı buluyordu. Çok yoğun
bir imalat sürecinden sonra bu bölümün ana görevi olan yeni
hayata hazırlama öğretisinin sonuna geldiler. Romeo artık
fizik ve ruh olarak bir bukalemun gibi rahat olabilirdi.
Bundan sonra alacağı kursları değişik sıralamada
ve dilediği sürede Mars zaman dilimine göre yumurtadan çıkmadan
2 gün öncesine kadar alabilirdi. Almak istediği kurslar şunlardı.
1.
Evrensel iletişim kursları
2.
Ana belleğe bağlanma
3.
Sır saklama
4.
Sabır
5.
Adam seçme
6.
Kadirşinaslık
7. Şükür etme
Evrensel iletişim kurslarına
hem Juliet hem de Romeo çok önem veriyorlardı. Bu kurs
sayesinde Mars ve Galaktika’ dan bir birleri ile haberleşebileceklerdi.
Bu kursların diğer bir yararı da astral yolculukları mümkün
kılmasıydı. Zihin gücü ile dilediğin zaman dilediğin yere
inanılmaz bir hızla ulaşabiliyordun. Bu kurslarda başarılı
olabilmek için kişinin çok kararlı olması gerekiyordu.
Evrende boyutlu haberleşme sadece zihin gücü ile oluyordu,
bunun için konsantrasyon şarttı, konsantre olmuş beyin radyo
vericisi gibi çok tiz dalgalar çıkararak harekete geçiyor, başka
bir gezegende bu dalgaları alma kabiliyeti olan beyin algılıyor
gelen dalgaları, algıladıklarına cevap vermek için o da trans
haline geçiyor, o da gönderdiği dalgalarla karşısındakine
cevap vermiş oluyor.
Astral yolculuk ise daha zor. Bir yastık kılıfını yastıktan
tersyüz ederek çıkarmaya benziyor. Yine zihin gücü ile
bedenden ruhun çıkarılarak serbest bırakılması astral
seyahatlerin esasını oluşturuyor, serbest kalan ruh inanılmaz
hızlarla evrende gezegenler arası dolaşabiliyor. Astral seyahat
sonrası tekrar bedene dönen ruhun uzun bir seyahat yapmamış
olduğu genel kanılar arasındadır. Tabii ki hız ve zamanın
ters orantılı olduğu tezi burada unutulmaktadır. Bu kursu
idare eden hoca, Juliet ve Romeo tatmin olana kadar antrenmanlar
devam etti. Sonunda hepsi de memnun kalmışlardı sonuçtan. Bu
performansa göre Romeo değil Samanyolu galaksisi ile isterse en
uzak galaksilerle de temas kurabilirdi. Hocası bu durumdan çok
memnun kalmıştı.
Ana belleğe bağlanma kursu da oldukça
önemliydi bu kursun esasını da zihinsel konsantrasyon oluşturuyordu.
Bu arada da ana belleğin veya ilgili kurmaylığın dalga boyuna
göre dalganı yayınlıyor birbirine kenetlenerek bilgi alışverişi
yapabiliyordun. Ana belleğe bağlanmak hem yorucu hem de zordu.
Kurmaylıklara bağlanmak hem daha kolay hem daha zevkliydi yeni
başlayanlar için. Bu işi becerebilmek için evren tayin
merkezinde kalacakları tüm zamanlarda buraya geleceklerdi. Ana
bellek ve kurmaylıklardan bilgi talebi hiç bitmeyecek olduğu
için bu işlemi çok iyi öğrenmesi gerekiyordu.
Sır saklama kursunda ,dile sahip olma öğretiliyordu.
Esasında bu kurs 3’ lü bir paketi içeriyordu. Paket eline,
beline, diline sahip olmayı öğretiyordu. Ancak bu 3’ lü
paketin aslını diline sahip olma oluşturduğu için kursa sır
saklama kursu denmişti. Eline sahip olamayan hırsızlık etmiş
oluyor, başkasının malını gasp ederek suç işliyor. Suçunu
gizlemek için de yalan söylüyor. Beline sahip olamayanın da
durumu aynı nikahlısına yalan söylemek durumunda kalıyor.
Diline sahip olamayan da yalanlara bulaşıp başına türlü işler
alıyor. Kişi başına işi yalnız yalan söyleyerek almıyor.
Dostlarının kendisine emanet ettiği sırları, çok özel
bilgileri ifşa ederek de başına büyük belalar aldığı gibi,
dostlarını büyük sıkıntılara sokabilir. Romeo bu gibi
durumlara karşı kendini dayanıklı kılmak için elinden geleni
yaptı.
Romeo’ nun bundan sonra aldığı kurslar
onu rafine edecek kurslardı. Bu kursların temelinde sevgi vardı.
Sevginin her şeyi yeşerttiği, nefretin ise her şeyi körelttiği
işleniyordu. Sevgi sayesinde yüzlerin ve ruhların güldüğü,
gülebilen insanların da sevgiyi ve gülebilmeyi paylaşmaları
gerektiği öğretiliyordu. Gülebilme kabiliyetinin insan
türüne has bir kabiliyet olduğu, canlılar aleminde bu yeteneğin
özel bir yetenek olduğunun bilicine varılması işleniyordu.
Gülebilmenin yalnız başına insani bir değer taşımadığı,
gülen kişinin bunu çevresi ile paylaşabildiği takdirde
gülmenin bir anlam ifade ettiğinin bilinmesi gerekiyordu. Yani
sevgiyi gülmeyi paylaşabilmek yücelmenin simgesiydi. Bu yüzden
hedefimiz bu noktada yoğunlaşmalıydı birlikte sevgi ile
gülebilmek, etrafa ışık saçmak içinse şu kuralların iyi
sindirilmesi gerekiyordu:
1-
Sabırlı olmak
2-
İyiye denk gelebilmek için duayı eksik etmemek
3-
Alınan servisin kadrini kıymetini bilmek
4-
Şükür etmesini bilmek
Sabır konusunda aldığı kurs ruhunda engin
kapıların açılmasına neden oldu. Her evrim için bir olgunlaşma
süresinin mevcut olduğu, sabırsızlık edip bu sürenin ruhuna
ters girişimlerde bulunmanın, işin felaketine yol açacağının
bilinmesi gerektiğini öğrendi. Sabır mükafatının en büyük
mükafat olduğunu kavradı. Sabırsız kişilerle aynı mekanı,
işi, davayı paylaşmaması gerektiğini öğrendi.
Adam seçme konusunda çok ilginç şeyler öğrendi.
Her konuda adam seçerken çok selektiv olmaya gayret edilmesi
gerekmekle beraber, sonuca % 100 hüküm edilemeyeceğini öğrendi.
Nasıl ki hırsıza kilit
dayanmazsa, kötülük etmek isteyen kişiyi engellemek bir limit
çerçevesinde mümkünse, adam seçiminde de yanılma payımız o
ölçüde vardır. Bunun böyle bilinmesi şu olguyu ön plana çıkararak
insanı rahatlatmaktadır. “ İyiye denk gelmek için dua et ”
sözünü hayat yolunda hiç elinden bırakma diye kendine bir
ilke edin. Bu ilke aynı zamanda adam seçiminde seni dikkatli
olmaya zorlayacaktır. Ne kadar zor seçim yaparsan yanlış yapma
oranın da o ölçüde azalır.
Toplumu sevginin ayakta tuttuğunu, kadirşinaslık
dersinde iyice kavradı. Bir bardak suyun elimize kadar ulaşmasında
pek çok kişinin özverisi çabası olduğunu bilirsek bize
verilen her türlü servisin değeri o zaman meydana çıkar.
Durumu yaratan tüm taraflara şükran ve sevgi ile yaklaşırsak,
yaşanan yer sevgi seline boğulur, daha mutlu oluruz. Diye özetlenecek
bu ders Romeo’ nun zihinsel boyutlarını oldukça genişletmişti.
Son dersi olan şükür etme ise ruhundaki fırtınaları
tamamen indirdi. Artık hiçbir şeyin can ve ruh sağlığından
daha önemli olmadığını biliyordu. Maddenin sonu yoktu, insan
maddeye doymuyordu. Zamanla yörüngesinden çıkan insanoğlu hiçbir
şeyden tatmin olmuyor, bu aç gözlülüğü sayesinde hem
kendine hem de çevresine mutsuzluk kaynağı oluyordu. Madde
tutkusu insanın sağlığını kemiriyor, ruhsal dengelerini
bozuyor. Elindeki servet olan sağlığını görmez hale
getiriyordu. Sağlıklı dev yapılı kişi ile yapılan sohbette
dev yapılı sağlıklı kişi parasının pulunun olmadığını
ve canına kıyacağını söyleyebiliyor. Bu kişiden sağlık fışkırdığı
halde mutsuz. Aynı kişi alınıp bir hastahaneye götürülünce
kolu bacağı kopmuş veya bir gözü kör veya aklı dengesi
bozuk insanları görünce büyük bir ihtimalle hatasını görebiliyor.
Öğretilerden şükür etmenin bir fren olduğunu gördü Romeo.
Şükür etmenin huzurunu, ruha verdiği aydınlığı öğrendi.
Bu derste verilen en güzel örneklerden biri de büyük İskender
ile diyojen arasında geçen bir olaydı.
Diyojen Sinop’ ta bir varil içinde yaşıyor,
antimateryalist felsefeyi savunuyor. Varili bir çeşme yanına çekmiş
su içmek için tasından başka eşyası yok. Büyük İskender
Anadolu’ yu istila ederken ününü duymuş, varmış yanına .
Diyojen varilinin yanına uzanmış güneş banyosu yapıyor. İskender
çalımla, “ dile benden ne dilersin diyor.” Diyojen’ in güneş
banyosunu engelleyen İskender’ e cevabı ise “ gölge etme başka
İhsan istemem” şeklinde oluyor. Mutluluğu maddede arayan İskender
bu cevaptan kafi ders alamadığından genç yaşta hayatını
kaybediyor tabii. İskender’ den sonra küçük bir çocuk çeşmeye
yanaşıp avcu ile çeşmeden su içiyor. Bunu gören Diyojen,
kendine kızarak şu çocuk kadar da olgunlaşamamışım, şu
tasa da ihtiyacım yokmuş deyip tası yere fırlatıyor. Bu
antimetaryalist felsefenin gücü insanlık tarihini çok etkilemiştir.
Yıllar sonra İsa, Romalıların emperyalist ve materyalist
imparatorluklarını bu fikrin ve sevginin gücü ile yerle bir
etmiştir.
Dersler bitmiş Mars’ a gidiş zamanı yaklaşmıştı.
Ertesi gün nakil merkezinde Romeo’ nun naklini gerçekleştirecekler,
daha sonra da Juliet Galaktika’ ya nakil olacaktı. Galaktika’
da daha üst bir yaşam biçimi olduğundan, Juliet, Romeo ile
beraber aldığı kursların haricinde hiçbir kurs almamıştı.
Nasıl olsa orada o kadar çok şey öğrenmek zorunda kalacaktı
ki, şimdiden bu öğrenme prosedürünü nasıl diskalifiye
edebileceğinin yollarını arıyordu. Ne de olsa Romeo ile tuğla
farkını açmaması için mümkün olduğunca az şey öğrenmesi
gerekiyordu. Romeo gelmeden Juliet tüm işlemlerini zaten
tamamlamıştı. Romeo son kursunu alırken de hem tayin olgunlaştırma
merkezindeki hem de yeni hayata hazırlama merkezindeki işlerini
tamamlamış, Romeo’ nun naklinden birkaç saat sonra için
naklini ayarlamıştı.
Doğruca istirahat merkezinin yolunu tuttular,
odalarına çekilip ölesiye seviştiler, plânlarını mükemmel
uygulamışlar yolun sonuna gelmişlerdi. İliklerine kadar mutlu
hissediyorlardı kendilerini. Ertesi gün nakil saatine kadar
odalarından çıkmadılar. Nakle az bir zaman kala nakil
merkezinin yolunu tuttular.
Nakil merkezinde Mars’ a tayinlerin olduğu
kısımda fazla bir kalabalık yoktu. Mars’ ın nüfusunda
belirgin bir azalmanın olduğu söylenmekteydi. Romeo nakil bölümünün
sandalyesine yerleşti, nakilden önce zihinsel iletişim denemesi
yapmak istediğini söyledi Juliet’ e. Birlikte konsantrasyona
girip bağlantıyı sağladılar. Bu deneme Romeo’ ya güç
vermişti, şimdi huzur içinde transferi gerçekleştirebilirlerdi.
Juliet de yanına oturdu birbirlerine sarılıp, uzunca öpüştüler.
El ele tutuşup beklediler birkaç dakika geçmeden Romeo Juliet’
in elinde eriyiverdi. Nakil gerçekleşmişti.
Juliet oturduğu yerden kalkıp doğru
Galaktika’ ya tayinlerin yapıldığı bölgeye doğru yollandı.
Hem mutlu hem de üzgün görünüyordu. Mutluydu çünkü plânı
mükemmel işlemişti. Üzgündü çünkü Romeo’ yu çok özleyecekti.
Kısa bir müddet sonra onun da tayini Galaktika’ ya yapıldı.
Sayfa
7
|