Erdoğan ILDIZ    Aydınlık Gazetesi - Makale İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Gücün Kaynağı
Sayfalar
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11

 

 

 

Evet dostum, bana da baş kurmaylıktan teklif iletildi, ancak ben teklifi geri çevirdim, bir bakıma ben de senin yaptığını yapıyorum şu an. Kendimi sıkıntılar çekerek daha üst evrimlere hazırlayacağım, hedefim baş kurmaylık. Zeus olmak istiyorum ben. Bu kararımı Zeus’ a ilettiğim an o da çok memnun oldu ve kararımı destekledi. Şu an kurmaylıklardaki görev beni kafi bilemez, benim cephede daha çok bilenmem lazım. Şu anda ana hedefim tuğla miktarımı artırmak anlayacağın.

 O gün Mansour Galaktika’ ya intikalini bekliyordu, müsaade istedi, vedalaştılar.

Birlikte intikal merkezine doğru yürüdüler, Mansour kendi intikali ile ilgilenen bölüme doğru yönelirken, Romeo ve Juliet’ te tayin işlemleri ile uğraşan bölümler arasında dolaşmaya başladılar. Burası büyük bir hava alanını andırıyordu. Tayin mantığı da hemen hemen turizm endüstrisinin mantığı ile kıyaslanabilirdi. Önce bankadaki para durumuna bakıyordun, sonra seyahat acenten ile o paraya gidilebilecek seçenekleri saptıyordun, onun önerileri doğrultusunda kendi iradenle bir karara varıyorsun, uçuş saatin ve bekleme salonun belirleniyor, ona göre gideceğin yere intikalin gerçekleşiyor. Gidilen yerin kontenjanı belli, genellikle orda görevi bitenlerin yerine başka biri tayin ediliyor. Bazen de oranın halkından aynı kişiler değişik bedenlerde tekrar tekrar aynı gezegene tayinlerini isteyebiliyorlar. Aynı ülkede tekrar tekrar tatile çıkmak gibi. Romeo kısa bir müddet sonra burada oturup intikalini bekleyecekti, Juliet de intikalini aynı zamana programlamıştı.

İntikal merkezinden tam ayrılmak üzereydiler, Romeo Mars yolcuları arasında Ali’ yi gördü, ona doğru yöneldiler.

Evet sevgili dostum Ali, anlaşılan işlemlerin tamam, yolculuk başlamış. Diye söze başladı Romeo.

Tayin hazırlama merkezinde çok az bir işim kalmıştı o da hemen bitti, intikal merkezindeki sürecimin bir an evvel başlamasını istediğimden hemen buradaki yerimi aldım. Süratli işi severim bilirsin.

Romeo, Juliet’ e dönerek anlatmaya başladı, Ali ile Mısır’ daki yaşamımızda hız konusu yaşamımızın ana rengini teşkil etmişti, o yaşamda ben piramitlerin yapımında görevli mimarlardan biri, Ali ise duvarcıların ustalarından biri idi. Piramidin 4 köşesinden de 4 ayrı mimar kendi ekipleri ile işe başlıyor, bir baş mimarın denetiminde işler götürülüyordu, geri kalan ekip fena halde cezalandırılıyordu. Taş temini nakliye, işçi temini, hepsi mimarın sorumluluğundaydı. Bilindiği gibi ben o zamanlar daha yumuşak ve insancıl yapıda olduğumdan Ali hariç ekipteki hemen hemen herkes beni istismar ediyor işler aksıyor, diğerlerinden geriye kalıyorduk, bu da bizim sonumuzu hazırlıyordu. Bir gün Ali dayanamadı yanıma gelip konuşmak istediğini söyledi. Piramit inşaatının biraz ilerisindeki kayalıklara doğru yürümeye başladık. Güneş yeni doğmuş etraf yavaş yavaş aydınlanmaktaydı. Ali çalışanlara bu kadar yumuşak olmamamı, sertleşmemi istiyordu. Diğer ekiplerin çok gerisinde kalmış, yaşamımız tehlikeye girmişti. Bunları konuşa konuşa kayalıklara gelip, kuytu bir yerde oturduğumuzda, arkamızdaki oyuktan bir ses geldiğini fark ettik, acayip kılıklı, acayip görünüşlü biri yalvaran gözlerle bakıyor, yardım istiyordu. Tahsilim sırasında bazı tıbbi müdahaleleri olası iş kazalarına anında müdahale etmek için bilhassa almıştım. Adam sıtma nöbetine tutulmuş gibi titriyordu. Solgun ve bitkin bir durundaydı. Adamı biraz inceleyince gerçekten sıtma hastalığına yakalandığının teşhisini koydum. Çantamda bu hastalığa iyi gelen otlar bulunuyordu.   Ali’ ye bulduğumuz yarattıktan kimseye söz etmemesini ve gidip çantamı getirmesini söyledim. Mısır’ da o zamanlar sıtma yaygın bir hastalıktı. Sivrisinekler yolu ile bulaşan bu hastalıktan çevremde binlerce kişi ölmekteydi, ben de bu ilacı Babil’ den gelen hekim bir dosttan öğrenmiş, pek çok kişiye yardımcı olmuştum. Ali döndüğünde çantamla beraber su ve yiyecek te getirmişti. Adama önce biraz su içirdim, sonra otları biraz dövüp, her zaman yaptığım karışımı uyguladım ve yutmasını sağladım. Yaklaşık yarım saat sonra yüzünde huzurlu bir ifade belirdi. Lisanımızı anlamıyordu, işaretle dinlenmesini, uyumasını belirtip aliyi başında nöbetçi dikerek ben işimin başına gittim. İşlerimi yoluna koyduktan sonra ben nöbeti devir almak için gittiğimde yaratık hala uyuyordu.

Ali her şeyin yolunda olduğunu belirtip, işinin başına dönmek için davranırken, hızlanmamız gereken şu günlerde benim insancıl davranışlarımla zaman kaybettiğimizi, şu yaratıkla uğraşmak ise bunun son örneğini oluşturduğunu belirtti. Ali tam sözünü bitirmişti ki, yaratık gözlerini açtı, gözlerinden sonsuz bir minnet okunuyordu. Giysisinin içinden bir cihaz çıkarıp, bazı ayarlar yaptı, daha sonra bu cihaza konuşmaya başladı. Konuştuklarını cihazdan kendi lisanımızda duyabiliyorduk. Başka bir gezegenden dünyaya inceleme gezisi için geldiklerini, bu esnada rahatsızlandığını, bu tür hastalıkların gezegenlerinde bin yıllar önce tarih olduğunu, bulaşıcı gördükleri bu hastalığın tedavi metodunu öğrenmek gerekli donanımla geri dönebilmek için arkadaşlarının gezegenlerine geri döndüklerini belirtti. Mevcudiyetinden kimseye bahsetmemelerini rica etti. Ali olaya çok şaşırmış neredeyse küçük dilini yutmuştu. Bu defa da Romeo bir daha Ali’ yi uyardı sakın ha kimseye burada yaşananlardan tek kelime etmeyeceksin, şimdi işine git ve işlerini kolayladığında nöbet için geri gel. Gelirken de mutlaka su ve yiyecek bir şeyler getir. Ali gittikten sonra uzaylı ile Romeo iki eski dost gibi sohbete başladılar. Uzaylı dünyanın bitki örtüsü yönünden çok zengin olduğunu, inceleme nedenlerinin bu olduğunu, kendi gezegenlerinde et yenilmediğini, sadece bitkilerle beslendiklerini anlattı ve isminin Ari olduğunu söyledi. Bu defa Ari Romeo’ ya o taş yığınının ne olduğunu sordu. Romeo da onun bir anıt mezar olarak plânlandığını, biri baş mimar olmak üzere 5 mimar tarafından işlerin yürütüldüğünü ve her mimarın birbiri ile yarış içinde olduğunu geri kalanın hayatının tehlikede olduğunu, maalesef en geride de kendisinin bulunduğunu belirtti. Ari taşların nereden, nasıl kesildiği, nasıl nakledildiği yolunda bilgiler aldı. Herhalde en çok zaman, taşların kesilmesi,yontulması ve nakli için harcanıyordu. Ari haklıydı, tespiti doğruydu. Ari’ nin arkadaşları kısa zaman sonra gelebilirlerdi, ancak o da Romeo’ ya yardım etmek istiyordu. Romeo’ ya bir ıslık türü öğretmek istediğini söyledi ve kendisini taklit etmesini istedi. Onlarca defa denediler Romeo hiçbir şey duymadan Ari’ nin yaptığı gibi yapıp vızıltı gibi bir titreşim elde etmeye çalıştı. Sonunda Ari Romeo’ nun başardığını söyleyerek, aynı tarzı yüzlerce defa tekrarlattı. Seans bittiğinde bu ıslıkla kendisine her zaman ulaşabileceğini, taş kesme ve nakil işinde arkadaşları ile birlikte yardımlarına koşacaklarını belirtti. Buluşma yerininse bulundukları kovuk olacağını sözlerine ekledi. Romeo ıslık çalma çabalarından yorgun düşüp, dinlenmeye geçmişti ki, Ali çıkageldi. Bu defa aynı seans Ali’ ye yapıldı, bir müddet sonra Ali de başarılı olmuştu. Romeo Ali’ yi Ari’ nin yanında bırakıp gitmek üzereyken, Ari arkadaşlarının gelmek üzere olduğunu, kendisini çok iyi hissettiğini,

Ali’ nin anında kalmasına gerek olmadığını belirtti. Romeo ve Ali Ari’ ye veda edip ayrıldılar, piramide ulaşmadan bir ışığın kayalıklara doğru yaklaştığını ve kısa bir süre sonrada kayalıklardan bir ışığın kalkıp uzaklaştığını gördüler.

Ertesi sabah gördükleri manzara karşısında dilleri tutuluyordu neredeyse. On binlerce taş nizami olarak bıçakla kesilmiş gibi düzgün, istenilen standartlarda Romeo’ nun şantiyesinde duruyordu. Binlerce işçinin aylarca sürecek iş gücü  kazanılmıştı, şimdi nispeten kolay olan inşaat işlerine hız verebilirdi. Yapı ilerledikçe Romeo’ nun endişeleri de artıyordu. Yapılan anıt mezarlara mimar ve işçilerden bir kısmını da diri diri gömmek bir gelenekti. Öyle bir şey yapmalıydı ki, böyle bir durumda en azından kendisi ve Ali kurtulabilmeliydi. Bu durumu Ari’ ye danışmak, bir de yeni taş siparişi vermek, hem de Ari’ yi görmek istiyordu, onun sakin bilge halini çok özlemişti.

Sabah tanyeri ağarırken Ali ile beraber ıslıklarını çaldılar, garip bir şey oldu. Her ikisi de bir birlerinin çaldığı ıslığı duyuyorlardı ama onlardan başkası bunu duymuyordu. Islık çalma işlemi bittiğinde kayalıklara doğru sakin sakin yürüdüler.

 Oyuğa geldiklerinde Ari oradaydı ve çok iyi görünüyordu. Romeo kısaca durumu anlattı. Ari her ikisinin de kendileri ile gelmelerinin yararlı olacağını belirtti. Ari yine aynı cihazı çıkarıp bazı ayarlar yaptı, kısa bir müddet sonra kayalıklara ucan bir cisim yanaştı ve topluca bindiler. Cisim havalandıktan kısa bir müddet sonra piramit için taş kesilen taşocaklarının benzeri bir araziye indiler. Ari uçan cisimden bir cihaz alarak Romeo’ ya uzattı. Bu aletle taşları nasıl zahmetsizce kesebileceğini gösterdi. Kısa sürede taşlar aletten çıkan kırmızı bir ışıkla pasta kesilir gibi kesilmiş başka bir aletle istiflenip paket edilmişti. Ali ve Romeo neredeyse küçük dillerini yutacaklardı. Ertesi gün güneş doğmadan karanlıkta gelinip ucan cisim tarafından havada askıya alınarak tonlarca taş şantiyeye indirildi. Ari kırmızı ışığı vasıtası ile taşları kesen küçük aleti Romeo’ ya hediye etti, şayet bir gün piramide canlı canlı hapsedilirse kulansın diye. Bu aletle piramitten kaçış çocuk oyuncağı idi.

Piramidin kendi sorumluluğunda olan inşaatı artık çok süratle ilerliyordu. Şimdi artık inşaatın daha sofistike kısımlarına gelmişler, mezar odalarına ulaşan dehlizlerin içini çeşitli tuzaklar ve labirentlerle donatıyorlardı. Firavunlar bu işe çok önem veriyorlardı. En mükemmelini yapan için büyük ödül vardı. Romeo bu ödülü almayı çok istiyordu. Aylardır bu konuyu düşündüğü halde aklına bir şey gelmiyordu. Bu konuda Ari’ nin yardımını istemeye karar verdi. Yine ıslıklar çalındı, yine kovuğun yolu tutuldu. Ari ordaydı. Durum anlatıldı, Ari sessizce dinledi ve çözüm olarak önerilerini bir kağıda çizmeye başladı. Mezar hırsızlarına karşı önerdiği tuzaklar 4 guruba ayrılıyordu. Feci şekilde ölümler getiren bu tuzakların ilk gurubu ağırlık esasına göre hareket eden sistemlerdi. Belirli noktalara basan herhangi bir canlının bu tuzaktan kurtuluş şansı olmuyordu. İkinci gurup tuzaklar sese hassas tuzaklardı, insan sesi ile harekete geçiyorlar, sesin sahibine ve etrafındakilere hayat hakkı vermiyorlardı. Üçüncü grupta ise vücut ısısına duyarlı tuzaklar bulunuyordu. Dördüncü grup tuzaklar ışığa duyarlı idi. Tüm bu tuzaklar için gerekli çizim ve donanımları bir dahaki buluşmalarında kendilerine teslim edeceğini belirtip Ari buluşmayı noktaladı.

Romeo ve Ali şimdi gerçekten mutlu idiler hem inşaatları iyi gidiyor hem de yarışmaya konu olan tuzaklar konusunda diğer 3 rakibe fark atıyorlardı. Nitekim beklenen oldu tuzaklar konusunda beklenen ödüller Romeo ve ekibinin oldu. Yıllar geçip piramit tamamlandı ve adet olduğu üzere piramit inşaatında çalışan herkes ya katledildi ya da piramide canlı canlı gömüldü. Romeo ve Ali ödüllü olduklarından ayrı yerlerde canlı canlı  piramidin içine hapsedilip gömülmüş oldular. Romeo’ nun çantası her zaman olduğu gibi yanındaydı. Ari’ nin kendine verdiği cihazla kapatıldığı bölümden bir oyuk açarak çıkması çocuk oyuncağı oldu. Islıkla Ali’ ye ulaşmayı denedi ve kısa zamanda beklediği yanıtı aldı, tuzakları ve yerlerini çok iyi bildiğinden başına bir hal gelmeden Ali’ ye ulaştı, onu da kapatıldığı yerden alarak yüzeye en yakın konuma doğru ilerleyerek, cihaz yardımı ile çıkabilecekleri bir genişlikte delik açarak piramit dışına ulaştılar kestikleri taşı tekrar yerine koyarak kaçışın izini yok ettiler. Oradan birlikte İskenderiye’ ye giderek, biri Babil’ e diğeri Anadolu’ ya gitmek üzere gemilere binerek hareket ettiler.

İşte bizim ıslığın hikayesi böyle sevgili Juliet diyerek sözlerini bitirdi Romeo. Ali’ de derinlere dalmış tatlı tatlı gülümsüyordu.  

Sayfa 5

 
 
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz