|
Evet dostum, bana da baş kurmaylıktan teklif
iletildi, ancak ben teklifi geri çevirdim, bir bakıma ben de
senin yaptığını yapıyorum şu an. Kendimi sıkıntılar çekerek
daha üst evrimlere hazırlayacağım, hedefim baş kurmaylık.
Zeus olmak istiyorum ben. Bu kararımı Zeus’ a ilettiğim an o
da çok memnun oldu ve kararımı destekledi. Şu an kurmaylıklardaki
görev beni kafi bilemez, benim cephede daha çok bilenmem lazım.
Şu anda ana hedefim tuğla miktarımı artırmak anlayacağın.
O gün Mansour Galaktika’ ya
intikalini bekliyordu, müsaade istedi, vedalaştılar.
Birlikte intikal merkezine doğru yürüdüler,
Mansour kendi intikali ile ilgilenen bölüme doğru yönelirken,
Romeo ve Juliet’ te tayin işlemleri ile uğraşan bölümler
arasında dolaşmaya başladılar. Burası büyük bir hava alanını
andırıyordu. Tayin mantığı da hemen hemen turizm endüstrisinin
mantığı ile kıyaslanabilirdi. Önce bankadaki para durumuna
bakıyordun, sonra seyahat acenten ile o paraya gidilebilecek seçenekleri
saptıyordun, onun önerileri doğrultusunda kendi iradenle bir
karara varıyorsun, uçuş saatin ve bekleme salonun belirleniyor,
ona göre gideceğin yere intikalin gerçekleşiyor. Gidilen yerin
kontenjanı belli, genellikle orda görevi bitenlerin yerine başka
biri tayin ediliyor. Bazen de oranın halkından aynı kişiler değişik
bedenlerde tekrar tekrar aynı gezegene tayinlerini
isteyebiliyorlar. Aynı ülkede tekrar tekrar tatile çıkmak
gibi. Romeo kısa bir müddet sonra burada oturup intikalini
bekleyecekti, Juliet de intikalini aynı zamana programlamıştı.
İntikal merkezinden tam ayrılmak üzereydiler,
Romeo Mars yolcuları arasında Ali’ yi gördü, ona doğru yöneldiler.
Evet sevgili dostum Ali, anlaşılan işlemlerin
tamam, yolculuk başlamış. Diye söze başladı Romeo.
Tayin hazırlama merkezinde çok az bir işim
kalmıştı o da hemen bitti, intikal merkezindeki sürecimin bir
an evvel başlamasını istediğimden hemen buradaki yerimi aldım.
Süratli işi severim bilirsin.
Romeo, Juliet’ e dönerek anlatmaya başladı,
Ali ile Mısır’ daki yaşamımızda hız konusu yaşamımızın
ana rengini teşkil etmişti, o yaşamda ben piramitlerin yapımında
görevli mimarlardan biri, Ali ise duvarcıların ustalarından
biri idi. Piramidin 4 köşesinden de 4 ayrı mimar kendi ekipleri
ile işe başlıyor, bir baş mimarın denetiminde işler götürülüyordu,
geri kalan ekip fena halde cezalandırılıyordu. Taş temini
nakliye, işçi temini, hepsi mimarın sorumluluğundaydı.
Bilindiği gibi ben o zamanlar daha yumuşak ve insancıl yapıda
olduğumdan Ali hariç ekipteki hemen hemen herkes beni istismar
ediyor işler aksıyor, diğerlerinden geriye kalıyorduk, bu da
bizim sonumuzu hazırlıyordu. Bir gün Ali dayanamadı yanıma
gelip konuşmak istediğini söyledi. Piramit inşaatının biraz
ilerisindeki kayalıklara doğru yürümeye başladık. Güneş
yeni doğmuş etraf yavaş yavaş aydınlanmaktaydı. Ali çalışanlara
bu kadar yumuşak olmamamı, sertleşmemi istiyordu. Diğer
ekiplerin çok gerisinde kalmış, yaşamımız tehlikeye girmişti.
Bunları konuşa konuşa kayalıklara gelip, kuytu bir yerde
oturduğumuzda, arkamızdaki oyuktan bir ses geldiğini fark
ettik, acayip kılıklı, acayip görünüşlü biri yalvaran gözlerle
bakıyor, yardım istiyordu. Tahsilim sırasında bazı tıbbi müdahaleleri
olası iş kazalarına anında müdahale etmek için bilhassa almıştım.
Adam sıtma nöbetine tutulmuş gibi titriyordu. Solgun ve bitkin
bir durundaydı. Adamı biraz inceleyince gerçekten sıtma hastalığına
yakalandığının teşhisini koydum. Çantamda bu hastalığa iyi
gelen otlar bulunuyordu.
Ali’ ye bulduğumuz yarattıktan kimseye söz etmemesini
ve gidip çantamı getirmesini söyledim. Mısır’ da o zamanlar
sıtma yaygın bir hastalıktı. Sivrisinekler yolu ile bulaşan
bu hastalıktan çevremde binlerce kişi ölmekteydi, ben de bu
ilacı Babil’ den gelen hekim bir dosttan öğrenmiş, pek çok
kişiye yardımcı olmuştum. Ali döndüğünde çantamla beraber
su ve yiyecek te getirmişti. Adama önce biraz su içirdim, sonra
otları biraz dövüp, her zaman yaptığım karışımı uyguladım
ve yutmasını sağladım. Yaklaşık yarım saat sonra yüzünde
huzurlu bir ifade belirdi. Lisanımızı anlamıyordu, işaretle
dinlenmesini, uyumasını belirtip aliyi başında nöbetçi
dikerek ben işimin başına gittim. İşlerimi yoluna koyduktan
sonra ben nöbeti devir almak için gittiğimde yaratık hala
uyuyordu.
Ali her şeyin yolunda olduğunu belirtip, işinin
başına dönmek için davranırken, hızlanmamız gereken şu günlerde
benim insancıl davranışlarımla zaman kaybettiğimizi, şu
yaratıkla uğraşmak ise bunun son örneğini oluşturduğunu
belirtti. Ali tam sözünü bitirmişti ki, yaratık gözlerini açtı,
gözlerinden sonsuz bir minnet okunuyordu. Giysisinin içinden bir
cihaz çıkarıp, bazı ayarlar yaptı, daha sonra bu cihaza konuşmaya
başladı. Konuştuklarını cihazdan kendi lisanımızda
duyabiliyorduk. Başka bir gezegenden dünyaya inceleme gezisi için
geldiklerini, bu esnada rahatsızlandığını, bu tür hastalıkların
gezegenlerinde bin yıllar önce tarih olduğunu, bulaşıcı gördükleri
bu hastalığın tedavi metodunu öğrenmek gerekli donanımla
geri dönebilmek için arkadaşlarının gezegenlerine geri döndüklerini
belirtti. Mevcudiyetinden kimseye bahsetmemelerini rica etti. Ali
olaya çok şaşırmış neredeyse küçük dilini yutmuştu. Bu
defa da Romeo bir daha Ali’ yi uyardı sakın ha kimseye burada
yaşananlardan tek kelime etmeyeceksin, şimdi işine git ve işlerini
kolayladığında nöbet için geri gel. Gelirken de mutlaka su ve
yiyecek bir şeyler getir. Ali gittikten sonra uzaylı ile Romeo
iki eski dost gibi sohbete başladılar. Uzaylı dünyanın bitki
örtüsü yönünden çok zengin olduğunu, inceleme nedenlerinin
bu olduğunu, kendi gezegenlerinde et yenilmediğini, sadece
bitkilerle beslendiklerini anlattı ve isminin Ari olduğunu söyledi.
Bu defa Ari Romeo’ ya o taş yığınının ne olduğunu sordu.
Romeo da onun bir anıt mezar olarak plânlandığını, biri baş
mimar olmak üzere 5 mimar tarafından işlerin yürütüldüğünü
ve her mimarın birbiri ile yarış içinde olduğunu geri kalanın
hayatının tehlikede olduğunu, maalesef en geride de kendisinin
bulunduğunu belirtti. Ari taşların nereden, nasıl kesildiği,
nasıl nakledildiği yolunda bilgiler aldı. Herhalde en çok
zaman, taşların kesilmesi,yontulması ve nakli için harcanıyordu.
Ari haklıydı, tespiti doğruydu. Ari’ nin arkadaşları kısa
zaman sonra gelebilirlerdi, ancak o da Romeo’ ya yardım etmek
istiyordu. Romeo’ ya bir ıslık türü öğretmek istediğini söyledi
ve kendisini taklit etmesini istedi. Onlarca defa denediler Romeo
hiçbir şey duymadan Ari’ nin yaptığı gibi yapıp vızıltı
gibi bir titreşim elde etmeye çalıştı. Sonunda Ari Romeo’
nun başardığını söyleyerek, aynı tarzı yüzlerce defa
tekrarlattı. Seans bittiğinde bu ıslıkla kendisine her zaman
ulaşabileceğini, taş kesme ve nakil işinde arkadaşları ile
birlikte yardımlarına koşacaklarını belirtti. Buluşma
yerininse bulundukları kovuk olacağını sözlerine ekledi.
Romeo ıslık çalma çabalarından yorgun düşüp, dinlenmeye geçmişti
ki, Ali çıkageldi. Bu defa aynı seans Ali’ ye yapıldı, bir
müddet sonra Ali de başarılı olmuştu. Romeo Ali’ yi Ari’
nin yanında bırakıp gitmek üzereyken, Ari arkadaşlarının
gelmek üzere olduğunu, kendisini çok iyi hissettiğini,
Ali’ nin anında kalmasına gerek olmadığını
belirtti. Romeo ve Ali Ari’ ye veda edip ayrıldılar, piramide
ulaşmadan bir ışığın kayalıklara doğru yaklaştığını
ve kısa bir süre sonrada kayalıklardan bir ışığın kalkıp
uzaklaştığını gördüler.
Ertesi sabah gördükleri manzara karşısında
dilleri tutuluyordu neredeyse. On binlerce taş nizami olarak bıçakla
kesilmiş gibi düzgün, istenilen standartlarda Romeo’ nun şantiyesinde
duruyordu. Binlerce işçinin aylarca sürecek iş gücü
kazanılmıştı, şimdi nispeten kolay olan inşaat işlerine
hız verebilirdi. Yapı ilerledikçe Romeo’ nun endişeleri de
artıyordu. Yapılan anıt mezarlara mimar ve işçilerden bir kısmını
da diri diri gömmek bir gelenekti. Öyle bir şey yapmalıydı
ki, böyle bir durumda en azından kendisi ve Ali
kurtulabilmeliydi. Bu durumu Ari’ ye danışmak, bir de yeni taş
siparişi vermek, hem de Ari’ yi görmek istiyordu, onun sakin
bilge halini çok özlemişti.
Sabah tanyeri ağarırken Ali ile beraber ıslıklarını
çaldılar, garip bir şey oldu. Her ikisi de bir birlerinin çaldığı
ıslığı duyuyorlardı ama onlardan başkası bunu duymuyordu.
Islık çalma işlemi bittiğinde kayalıklara doğru sakin sakin
yürüdüler.
Oyuğa geldiklerinde Ari oradaydı ve çok
iyi görünüyordu. Romeo kısaca durumu anlattı. Ari her
ikisinin de kendileri ile gelmelerinin yararlı olacağını
belirtti. Ari yine aynı cihazı çıkarıp bazı ayarlar yaptı,
kısa bir müddet sonra kayalıklara ucan bir cisim yanaştı ve
topluca bindiler. Cisim havalandıktan kısa bir müddet sonra
piramit için taş kesilen taşocaklarının benzeri bir araziye
indiler. Ari uçan cisimden bir cihaz alarak Romeo’ ya uzattı.
Bu aletle taşları nasıl zahmetsizce kesebileceğini gösterdi.
Kısa sürede taşlar aletten çıkan kırmızı bir ışıkla
pasta kesilir gibi kesilmiş başka bir aletle istiflenip paket
edilmişti. Ali ve Romeo neredeyse küçük dillerini yutacaklardı.
Ertesi gün güneş doğmadan karanlıkta gelinip ucan cisim tarafından
havada askıya alınarak tonlarca taş şantiyeye indirildi. Ari kırmızı
ışığı vasıtası ile taşları kesen küçük aleti Romeo’
ya hediye etti, şayet bir gün piramide canlı canlı
hapsedilirse kulansın diye. Bu aletle piramitten kaçış çocuk
oyuncağı idi.
Piramidin kendi sorumluluğunda olan inşaatı
artık çok süratle ilerliyordu. Şimdi artık inşaatın daha
sofistike kısımlarına gelmişler, mezar odalarına ulaşan
dehlizlerin içini çeşitli tuzaklar ve labirentlerle donatıyorlardı.
Firavunlar bu işe çok önem veriyorlardı. En mükemmelini yapan
için büyük ödül vardı. Romeo bu ödülü almayı çok
istiyordu. Aylardır bu konuyu düşündüğü halde aklına bir
şey gelmiyordu. Bu konuda Ari’ nin yardımını istemeye karar
verdi. Yine ıslıklar çalındı, yine kovuğun yolu tutuldu. Ari
ordaydı. Durum anlatıldı, Ari sessizce dinledi ve çözüm
olarak önerilerini bir kağıda çizmeye başladı. Mezar hırsızlarına
karşı önerdiği tuzaklar 4 guruba ayrılıyordu. Feci şekilde
ölümler getiren bu tuzakların ilk gurubu ağırlık esasına göre
hareket eden sistemlerdi. Belirli noktalara basan herhangi bir
canlının bu tuzaktan kurtuluş şansı olmuyordu. İkinci gurup
tuzaklar sese hassas tuzaklardı, insan sesi ile harekete geçiyorlar,
sesin sahibine ve etrafındakilere hayat hakkı vermiyorlardı.
Üçüncü grupta ise vücut ısısına duyarlı tuzaklar
bulunuyordu. Dördüncü grup tuzaklar ışığa duyarlı idi. Tüm
bu tuzaklar için gerekli çizim ve donanımları bir dahaki buluşmalarında
kendilerine teslim edeceğini belirtip Ari buluşmayı noktaladı.
Romeo ve Ali şimdi gerçekten mutlu idiler
hem inşaatları iyi gidiyor hem de yarışmaya konu olan tuzaklar
konusunda diğer 3 rakibe fark atıyorlardı. Nitekim beklenen
oldu tuzaklar konusunda beklenen ödüller Romeo ve ekibinin oldu.
Yıllar geçip piramit tamamlandı ve adet olduğu üzere piramit
inşaatında çalışan herkes ya katledildi ya da piramide canlı
canlı gömüldü. Romeo ve Ali ödüllü olduklarından ayrı
yerlerde canlı canlı piramidin
içine hapsedilip gömülmüş oldular. Romeo’ nun çantası her
zaman olduğu gibi yanındaydı. Ari’ nin kendine verdiği
cihazla kapatıldığı bölümden bir oyuk açarak çıkması çocuk
oyuncağı oldu. Islıkla Ali’ ye ulaşmayı denedi ve kısa
zamanda beklediği yanıtı aldı, tuzakları ve yerlerini çok
iyi bildiğinden başına bir hal gelmeden Ali’ ye ulaştı, onu
da kapatıldığı yerden alarak yüzeye en yakın konuma doğru
ilerleyerek, cihaz yardımı ile çıkabilecekleri bir genişlikte
delik açarak piramit dışına ulaştılar kestikleri taşı
tekrar yerine koyarak kaçışın izini yok ettiler. Oradan
birlikte İskenderiye’ ye giderek, biri Babil’ e diğeri
Anadolu’ ya gitmek üzere gemilere binerek hareket ettiler.
İşte bizim ıslığın hikayesi böyle
sevgili Juliet diyerek sözlerini bitirdi Romeo. Ali’ de
derinlere dalmış tatlı tatlı gülümsüyordu.
Sayfa
5
|