B-Yörenin genel tarihine toplu bir bakış:
Tarih
|
Açıklama
|
3000
|
Yöre halkının Fenike’den
gelerek bu yöreye yerleştiği sanılıyor
|
1300
|
II. Ramsesin yöreyi işgali
|
1000
|
Turuva yenilgisi üzerine Dorların
yöreyi işgali
|
750
|
Arselis’in Gyges’e Lidya tahtını
ele geçirmesi için yardım edişi – Milas hakkında
bilinen en eski tarihi olaydır –
kutsal balta olayı -
|
500
|
Şehrin Pers tiranları tarafından
yönetilmesi
|
480
|
Şehrin Delos konfederasyonuna
girişi- Helen ağırlıklı idare-
|
400
|
Şehrin pers denetimine tekrar
girişi
|
350
|
Kral Mausolos yönetiminde şehrin
en parlak çağını yaşaması
|
325
|
Büyük İskender tarafından şehrin
zabdedilişi
|
250
|
Şehrin Persler tarafından
tekrar işgal edilişi
|
200
|
Şehrin Suriye’nin kontrolüne
girişi
|
133
|
Kentin Romalılar tarafından işgali
|
0
|
MİLAT
|
395
|
Şehrin Bizanslılar tarafından
idaresi - Roma dan kopuş –
|
800
|
Abbasi hükümdarı Harun-i Reşit
tarafından şehrin ele geçirilişi
|
862
|
Harun-i Reşit tarafından
zabdedilen şehirin tekrar Bizansa geçişi
|
1261
|
Muğla ilinin Elbistan
beyin oğlu Menteş bey tarafından Bizans’tan alınışı
|
1284
|
Şehirde Menteş beyliği dönemi
|
1390
|
Yıldırım Beyazıt tarafından
Menteş beyliğinin Osmanlı birliğine ilhakı
|
1402
|
Timur tarafından Menteş beyliğinin
yeniden canlandırılması
|
1405
|
Menteş beyliğinin Osmanlı
egemenliğini tanıması
|
1424
|
II. Murat tarafından Menteş
beyliği egemenliğine son verilmesi ve beyliğin bir Osmanlı sancağına dönüşmesi.
|
1500
|
Yahudilerin İspanyadan kaçışları
ve Osmanlı topraklarına kabulleri
|
1522
|
Kanuni Sultan Süleyman tarafından
Rodos un ve Bodrum kalesinin Saint Jan şövalyelerinden alınması
|
1811
|
Menteşe sancağının Aydın
eyaletine bağlanışı
|
1863
|
Yunan saldırılarından bezen Türk
halkın Girit’ten Bodrum,Milas,Köyceğize göçü
|
1877
|
Osmanlı – Rus savaşından
sonra Plevne,Ziştori,Rusçuk yörelerinde yaşayan Türklerin
Menteşe bölgesine yerleştirilmeleri.- Kazak kökenli göçmenler
–
|
1890
|
Mısır Hidvi Abbas Hilmi paşanın
Dalaman çiftliğini kurması ve yöreye Sudan asıllı köle
tarım işçilerini getirmesi
|
1908
|
Avusturya’nın Bosna-Hersek i işgali
sonrası Menteşe yöresine gelen göç dalgası – Boşnak ,Arnavut kökenli göçmenlerin yöreye yerleşmeleri
–
|
1913
|
Balkan savaşı sonrası Manastır
göçmenlerinin yöreye gelişi
|
1918
|
Mondros mutakeresi sonrası açılımlar
|
1923
|
Sevr anlaşması sonrası açılımlar-
mübadele neticesi yer değiştiren topluluk ve kültürlerin
bir birlerinden etkilenme süreçlerinin başlaması.
|
1965
|
Yunanistan’a Rum göçünün,
İsrail’e Yahudi göçünün ve Amerika ile Fransa’ya
Ermeni göçünün artışı - bu azınlıklar o yıllarda nüfusun
%10 civarını teşkil ediyorlardı – kültür,sanat ve ticaret konusunda
etkinlikleri oldukça fazlaydı.
|
1985
|
1985 Ildız halı çiftliğinin Milas’ta devreye girişi
|
Yukarıdaki
sıralamadan da görüldüğü gibi yörenin kültür mozaiğine
etki eden pek çok gelişme yörede yaşanmıştır. Bu gelişmelerin
halıda kendini nasıl gösterdiğinden yola çıkarak zaman sürecinde
gezimizi tamamlamaya çalışacağız. Öncelikle Türklerin bu yöreye
gelene dek yörede halıcılıkla ilgili bir kayıtın olmadığını
belirtmekle işe başlamak gerekiyor. Ancak Türklerin bu yöreye
yerleşmelerini müteakip ,yörenin mevcut kültür yapısından da
etkilendiklerini belirtmekte yarar var.
Bu yöreye
yerleşmeye gelen Türkmen boyları 2 şekilde yöreye intikal
etmişlerdir. Bu 2 şeklin en belirgin yöntemi olarak şu güzergah
karşımıza çıkmaktadır. Horasandan kalkan Türkmen boyları ,İran
Selçuklu devletinin kurulmasını fırsat bilerek 1071 Malazgirt
savaşını mütakip,Bizansa karşı alınan zafer sonrası şu güzergahı
kullanarak Milas’a kadar gelmişlerdir. Bir kol Kafkasya üzerinden
,bir kol da İran üzerinden gelerek Kahraman Maraş civarlarında
– Elbistan da – bir araya gelmişler. Buradan bir kol Suriye
tarafına inerken diğer bir kol Konya üzerinden Denizli ve
Denizliden Tavas üzerinden Milas’a kadar inmiştir. Yöreye
intikal eden 2. Kol da deniz yolunu kullanmıştır. Konya üzerinden
Antalya ve Adana’ya inen Türkmen boyları buradan deniz yolu
ile Girit,İslamköy ve bezeri Ege adalarına ulaşmışlar ve bu
adaların üzerinden Milas civarlarını zabt ederek Menteşe
beyliğini kurmuşlardır. Menteşe beyliğinin merkezi uzun müddet
Milas ta bulunan Beçin
kalesi olmuş,bu durum Milas halıcılığını da derinden
etkilemiştir. Menteşe beyliği yarı korsan yarı denizci pek çok
ünlü komutanı yetiştirmiş bir beylik olma yapısını da uzun
yıllar sürdürmüştür. Başta Turgut reis ve
Cezairli Hasan paşa ( 1710-1790 kendisi aslen
Fethiye’nin yaka köyündendir )
olmak üzere pek çok ünlü Osmanlı amirali ve denizcisi
Menteşe beyliği kökenlidir.
Kara yolu
ile bölgeye intikal eden Türkmenlerin getirdiği halı desenleri
ile deniz yolu ile gelen Türkmenlerin getirdikleri halı
desenleri farklılaşmış ,yöreye ayrı bir çeşitlilik katmıştır.
Ayrıca çeşitli nedenlerle 15. Yüzyıl sonrası yöreye İspanyadan
göç eden Yahudiler ve onların ilişki ağları bölge kültür
ve sanatında etkili olmuştur. 19. Yüz yıl sonu ve 20. Yüz yıl
başında balkanlardan ve Rusya’dan bölgeye olan göçler de kültürün
çeşitlenmesi ve zenginleşmesinde önemli rol oynamışlardır.
Anlattığımız tüm bu etkilerden dolayı Milas halıları çok
zengin bir desen ve renk çeşitliliğine sahiptir. Günümüzde
bu renk ve desen çeşitliliğinden fazla eser kalmamıştır.
Bunun sebebi de hem tüketici hem de aracı tüccarın cahilliğinden
kaynaklanmaktadır. Aracı tüccar cahil ve kolay yoldan para
kazanmayı hedefleyen biri olunca alıcısını yani tüketiciyi
de eğitmekten kaçarak sadece sevilen birkaç desen üzerine yoğunlaşmakta
bu da yörede mevcut pek çok güzel desenin kaybolmasına neden
olmaktadır. Yörede son zamanlarda yaşanan bu gerçeğe rağmen
bazı desenlerin yozlaşmadan yaşaması sevindiricidir. En eski
Milas desenlerinden biri olan lale ve karanfillerin stilize olarak
resimlendiği desen en çok uygulama alanı bulmuş bir desendir.
(
Bakınız klasik Milas resmi ) bu desen Konya Selçuklularının
devlet sembolü olan lale ve karanfili günümüze taşıyan önemli
bir Milas deseni olarak karşımıza çıkmaktadır. Önceleri
namazlık şeklinde dokunan mihraplı Milas halılarının bu
belirgin özellikleri günümüzde ticari kaygılarla değiştirilerek
mihrapsız şekilde dokunmaya başlanmıştır. Bu durum eski
Milaslar ile yenileri arasında vurgulamamız gereken önemli bir
farkı ortaya çıkarmıştır.
Evet
menteşe beyliği zamanında
Türkmen boyları hem karadan hem denizden Karya yöresine
geliyorlar. Bu bölgeye geldiklerinde yörede ne ile karşılaştıklarına
bakarak yolumuza devam edelim. Karya’ya çağlar boyu baş şehirlik
yapmış olan Milas şehri de diğer Karya şehirleri gibi asırlarca
Bizans’ın kontrolünde olmuş ve Ortodoks Hıristiyan bir inançla
toplumsal yapısını sürdürmektedir. Gelen Türkmen boyları
Horasandan kalkmış,İran üzerinden Anadolu’ya girmiş boylar
olduğundan ,bunların inanç yapısı da ahilik üzerine kurulu
alevi inancına ve yaşam tarzına sahip boylardı. Gelen Türk
boyları her ne kadar işgalci bir hüviyet taşıyorlarsa da ,hiçbir
zaman yöreye kalabalık guruplar halinde gelmemişlerdi. Yani işgal
edenlerin sayısı işgal olunanlardan çok azdı. Fetihçilerin yöreye
yerleşmeleri yüz yıllar sürdü. Bir bakıma halen de tam
olarak Anadolu’ya yerleştiğimiz söylenemez. Konuyu fazla
dallandırmadan gelen Türk aşiretlerinin bölgeye yerleşme sürecinden
somut örnekler vermek gayesi ile bundan 250 sene evvelki duruma
bir göz atalım.
Türklerin
akıncı sistemine göre öncü kuvvetler yöreye gelip sınırları
genişletme olanakları yaratıyorlar. Bu akıncı kuvvetler
ahilik esasına göre teşkilatlanmış Türkmen boylarından oluşuyor.
Daha sonraları savaş esaslarına göre meydan muharebesi
yapılarak düşman kuvvetlerinin beli kırılıyor,en son
aşamada da yüz yıllar süren göçebe yerleştirme safhası başlıyor.
Sistem böyle işlerken işgal edilen topraklar savaşlarda
kahramanlık gösteren beyler arasında pay edilerek düzen ve
vergi elde ediliyor,sancağın bağlı olduğu merkezi kuvvet (
padişah,sultan,vs ) de bu beylerden vergi ve askeri kuvvet
topluyor. Yani yeni gelen Türkmen boylarına bağlı aşiretler
ile Karya’da yerleşik Ortodoks
Hıristiyan halk çoğu zaman yan yana yıllar boyu yaşamlarını
sürdürüyorlar. Onlar mı bizi,biz mi onları asümüle ediyoruz
orası hala tartışmalı bir konu. Bu asümülasyon işinin ne
kadar yavaş seyrettiğini belirtmek için 1914 yılına gelindiğinde
Menteşe sancağında yaşayan 190.000 nüfusun 20.000 inin hala
Ortodoks Hıristiyan olduğunu belirtmekte yarar var. Menteş
beyliği 1261 de yörede Bizans hakimiyetine son veriyor
1914 yılında yani aradan 653 sene geçtikten sonra bile yöre
nüfusunun %10 dan fazlası Rum diye tabir edilen Ortodoks Hıristiyan
mezhebine bağlı Karyalılardan oluşuyor.
Yukarıdaki
açıklamanın ışığında,yerleşme sürecine daha somut bir örnek
verebilmek için günümüzden 250 sene geriye gidip ,1750 li yıllara
baktığımızda Muğla yöresinde
( Eskiden Karya daha sonraları Menteş sancağı
deniliyordu ) devlet e ait toprakların işletmesi 3 aile tarafından yapılmaktaydı.
Bunlar:
1. Tavaslıoğulları – ( Söke çiftliği -Yaşyer çiftliği
- Karaova çiftliği )
2.
Hasançavuşoğulları
3.
Abdulazizağaoğulları
Milas halılarının
yoğunlukla dokunduğu yöre olan Karaova çiftliği mıntıkası
konumuzu ilgilendirdiği için biz Tavaslıoğlu sülalesinin peşine
düşüp araştırmalarımızı derinleştireceğiz.
1858 yılından
sonra devlet toprakları satlığa çıkarılmış Hacı Kadı bu
toprakları satın almıştır. Daha sonraları Datça çiftliğini
kendine tutan hacı kadı diğer yerleri başkalarına bırakmıştır.
Milas yöresindeki araziler de Abdulazizağaoğulları tarafından
satın alınmıştır. Milas Varvil de ise toprak sahibi olarak
Hacı Protromoslar eğemen gözükmektedir.
Milas halılarının
yoğun olarak dokunduğu bölge Tavaslıoğlunun idare ettiği
topraklarda olduğundan günümüzden 250 sene evveliyatına gidip
gelişmelerin nasıl olduğunu anlamak için yörede halıcılık
konusunda ün yapmış çeşitli
kişiler ve bölgede ekonomik ve siyasi idarede söz sahibi
olmuş aileler ile yaptığımız görüşmeleri nakledelim ve
bunlardan çıkan sonucu toparlayarak halı bölümüne geçelim
istiyoruz.
Sayfa
2
|