IX. EL
DOKUMASI YAYGILARLA İLGİLİ İHRACAT FORMALİTELERİ, İSTATİSTİK,
İDARİ KADEMELER KONUSUNDA MEVZUATIN ÖNEMİ, SORUNLAR VE ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ :
Konunun
önemi :
Bin bir güçlükle malını hazırlayan, müşteri bulan ihracatçı,
malını ihraç etmeye gelince, dağ gibi birtakım formalitelerle
uğraşmak zorundadır. Avrupa ile entegre olmaya çalıştığımız şu
sıralarda, konuya acilen çözüm getirmemiz zorunludur. Oradaki
uygulamalar doğrultusunda hareket etme imkanı yaratılmazsa,
ihracatımız ezilecek, lüzumsuz birtakım külfetlerle zaten yetersiz
olan kaynaklarını boş yere tüketecektir. Konuyu iyi vurgulamak
için Avrupa ‘daki ve bizdeki uygulamaları karşılaştırmakta yarar
vardır. Örneğin, Hollanda ‘da el dokuması yaygı ihraç etmek
isteyen bir tüccarın yapmak
zorunda olduğu işlemi bir görelim : Tüccar malını satar. 1. Fatura
keser ; bu fatura 3 nüshadır. Biri müşteriye, biri nakliyeciye
verilir. Biri de kendinde kalır. 2. Bir de istatistik formu
mevcuttur. Bu form da 3 nüsha olarak tanzim edilir. Biri
istatistik bürosuna, biri müşteriye gümrük damgasını müteakiben
gönderilir. Biri de satan firmada kalır. Kişi tüm olayı ya kendi
vasıtaları ve imkanları ile yapar ( bu durumda nakliyeciye bile
gerek kalmaz ) . Ya da malla beraber bu 2 dokümanı nakliyeciye
verir. Nakliyeci malı gümrükten geçirirken gümrük damgalarını alır
ve malı müşteriye teslim eder. Bu iki evrakın haricinde hiçbir
muamele söz konusu değildir.
Bir de bizdeki duruma bakalım. İhraç işlemi pek çok
muameleyi ve ve evrakı zorunlu kıldığından ve de ihracatçının tüm
bu işlemleri kendisinin takip etmesine zaman, görgü, bilgi
yönünden imkânı olmadığından, birtakım külfetleri göze alarak bazı
mekanizmaları kurmak veya kullanmak zorunda kalmaktadır. Meselenin
can alıcı noktası, işlemin çok ve karışık olmasıdır. İşlemden gözü
korkan ihracatçının, süratle bu düzeni alması zorunlu hale
gelmektedir. Şimdi bu işlemleri görelim.
Malını satan ihracatçı, çeki listesi ile beraber, ihracat
bilgi formunu, muameleleri takip edecek gümrükçüye yollar.
Gümrükçü, bu belgelere göre Ticaret Odası ve müzeye başvurarak
eksper ister. Eksperler gelip kurşunları sıkarlar. Bu hem lüzumsuz
hem de külfetli bir işlemdir. Zaman kaybı, iş gücü kaybına neden
olmakta, faydadan çok zarar getirmektedir. Ülkeye hiçbir yararı
yoktur. Müzenin el koyacağı birkaç parça, zaten başka kanallardan
yurt dışına çıkarılmaktadır. Kaldı ki, birkaç parça için koyulan
bu önlemlerin halıcılığa getirdiği maliyet, o tür halıların
maliyetinin yüzlerce mislisidir. Bu işlem yerine, müzelere bu
maliyetlerin yüzde biri tahsis edilse, mucizelerimiz bu fonlarla
dünya pazarlarında, istedikleri malları serbest piyasadan
alabilirler, pek çok da fonları artar. Müzecilik, koleksiyonculuk
bir kültür sorunudur ve polisiye tedbirlerle bu işler yapılamaz.
Diğer yandan müzelerimizin engelledikleri malları satın alacak
fonları da yoktur. Eksperlik olayı üzüm yemek durumundan çıkıp
bağcı dövmek konumuna gelmiş bir müessesedir.
Eksper olayını müteakip gümrükçü, harıl harıl doküman
hazırlayıp, bu dokümanları çeşitli yerlerde koordine etmek
durumundadır. Bazen küçük bir ihracat için hazırlanan evrak,
koordine edilen yerler ve gümrükçünün istediği ücret, ihraç edilen
malın diğerinin üstüne çıkmaktadır. İhracatçı onlarca evrak
imzalamak durumunda kalmaktadır. Bu kadar işlem birtakım yerlerin
istatistiklerinin sıhhatli olması için zorunlu ise, bu sıhhatli
istatistiklerin ne işe yaradığını ve nerede olduklarını sormak
gerekir. Ortada sıhhatli bir istatistik de mevcut değildir. Bu
istatistik işinin Avrupa’daki gibi bir merkezde toplanmasının
yararı vardır. İsteyen bu merkezden konu ile ilgili bilgi alır ve
bu çile de biter.
A)
El dokuması yaygıların ihracatı ile ilgili idari
kademelerde personelle ilgili sorunları ve çözüm önerileri:
Türkiye ‘de idari kademelerin dış ticarete bakış açıları, yeni
yeni üst kademe yöneticileri arasında olumlu bir yörüngeye
oturmaktadır. Ancak günlük işleyişte işi götüren ekiplerin konuya
yaklaşımları farklıdır. Türk toplumu genellikle ticari nosyonu
aileden ve okuldan alamamakta ve konuya yabancı kalmaktadır.
Ticari nosyonu almış, dış dünyaya açık kişilerin sayısı
toplumumuzda azdır. Pek çok kişi ticarete önyargılı olarak,
kuşkulu bakmaktadır.
Bu çıkış noktasından olaya bakan memurun maaşı da yeterli
değildir. Muamelesini yaptığı ticari olaya konu olan miktarlar
memura ürkütücü boyutlarda gelmekte ve hata yapmamak için azami
gayret sarf edilip, sorumluluk almaktan kaçmaktadır. Bu parasal
farklılıklar, zaten önyargılı olan kişinin iş tutuşunu
etkilemektedir. İhracat işlemlerinin tüm kademelerinde iş tutan
personele, ihraç olayının sebep sonuç ilişkileri hakkında paneller
düzenlenerek eğitim verilmesi zorunludur. Üst düzey
yöneticilerinde hissedilen olumlu yaklaşımların alt kademelere
geçirilmesi şarttır. Bu işlev, ihracatçı birlikleri tarafından
organize edilmelidir. Böyle bir eğitim programının çok titiz bir
şekilde hazırlanması zorunludur.
B)
El dokuması yaygıların ihracatı ile ilgili idari
kademelerde adresle ilgili sorunları ve çözüm önerileri:
Ülkemizde, el dokuması yaygılar için pek çok kamu ve özel sektör
kuruluşu canla başla çalışmaktadır. Ancak işin sahibinin kim
olduğu belli değildir. Bu konunun net olmaması, iş tariflerini
etkilemekte, iş ortada kalmaktadır. Ortada İstanbul Halı
İhracatçıları Birliği, İGEME, Halıcılık Vakfı, İTO vs konu ile
ilgili kuruluşlar vardır ve bu kuruluşlar birtakım çalışmaları
yürütmektedir. Tüm bu kuruluşların faaliyet alanları net ve bir
birleri ile koordineli değildir. İhracatı geliştirmek için gerekli
program ortaya konmalı, bunun sevk ve idaresini bir kuruluş
üstlenmeli, diğerleri ile koordineli çalışmaları götürmelidir.
İşin sahibi ve çalışma programı net olmalıdır. Şu andaki
uygulamada herkes işi bir yönü ile tutmakta, işe kurmaylık yapacak
bir makam bulunamamaktadır. İşin sahibi bilfiil ihracatı
gerçekleştiren ihracatçılardır ve sektör bir birlik etrafında
vücut bulmuştur. Birlik konuya sahip çıkmalıdır. Çalışma
programlarını gözden geçirerek ana fikre uyumlu aktif etkinlikler
düzenlenmeli, Halıcılık Vakfı ve İGEME ile ortak çalışmalıdır.
Olay geniş bir perspektifle ele alınınca, diğer kuruluşların
çalışma programları da etkilenecek, taraflar top yekün harekete
geçecektir. İşleyişin şu şekilde dizayn edilmesinde yarar vardır.
Sektörün talepleri, eğilimleri Birlik tarafından toparlanıp, yön
verilip, konu Vakıf tarafından hayata geçirilmeli, İGEME vasıtası
ile de devletle koordine edilmelidir. Bu kopukluğun bir an evvel
giderilmesi, konunun sahibinin kim olduğunun vurgulaması şarttır.
C)
El dokuması yaygıların ihracatı ile ilgili idari
kademelerde slogan sorunu ve çözüm önerileri:
Türkiye ‘de son zamanlarda ihracatın önemi anlaşılmış, konuya üst
düzey idari kademelerin yaklaşımı değişmiştir. Devlet büyüklerimiz
artık bir tüccar gibi davranabilmekte, ihraç ürünlerimizin dış
pazarlarda alıcı bulması için ellerinden gelen tüm imkanları
seferber etmektedirler. Batı pek çok konuda olduğu gibi bu
yaklaşımda da bizden oldukça ileridedir. Bir İngiliz kraliçesi
ihraç ürünlerinin pazarlanmasında, döviz girdisi sağlayan bir ürün
veya hizmetin yaygınlaşmasında çok önemli rolleri severek
üstlenmektedir. Devletin, ordunun çeşitli kademeleri, batıda bir
tüccar gibi hareket etmektedir. Başlar böyle hareket edince, zaman
içinde alt kademelerin davranışları da bunla uyumlu hale
gelmiştir. Daha önceki bahiste anlattığımız gibi bizde hareket
henüz tabana yayılmamıştır." Her şey ihracat için " sloganı tabana
yayılmalıdır. Bu bilincin yerleşmesi için optimist, ısrarlı
programların ortaya çıkarılması şarttır. Slogan bir programa
bağlanmadığı takdirde her şey laftadır. Slogana Birlik sahip
çıkmalı, diğer kuruluşlarla koordineli, aksayan konuları
gidermeli, hareketi tabana yaymalıdır.
Sayfa 12