6/10/2000
İGOR
VE KOMİNİST
İZETTİN
Genç
adam Avrupa seyahati sonucu Malatya talebe yurdunun kapısına
dikildiği zaman tipik bir hippi görünümündeydi. Saçlar uzun
sırtında bir sırt çantasından başka bir eşyası yoktu.
Yurdun kapıcısı Apo ağa pala bıyıklarını burarak hippi
sandığı gence baktı. Yurt Çemberlitaş kız talebe yurdunun
karşısında cami ile aynı hizada yolun
çapraz köşesinde bulunuyordu. Eski bir köşkten yurda
çevrilmiş bir binaydı. Binanın her iki yanından yükselen
merdivenlerin oluşturduğu sahanlıktan giriş kapısına yöneliyordu.
Apo dayı işte bu sahanlıkta durmuş, hippi kılıklı genci süzüyordu.
Genç ağır adımlarla merdivenleri çıkıp pala bıyıklı
adamın karşısına dikildiğinde
de adam hala bıyıklarını sıvazlıyordu. Adam gence
bakarak yes, no gibi bildiği tüm kelimeleri sıralarken genç
konuşmaya başlayarak yaşlı adamın sözünü kesti:
- Dayı ben Malatyalıyım burada kalmaya geldim dedi.
Şaşkın
şaşkın gence bakan pala bıyıklı adam, birden ağır bir
Malatya aksanı ile “ bak hele gardaşıma esasta da bülümüsün?
“ deyiverdi. “ Demek burada kalmak istiyor yiğenim. Gel bakalım
yerini beğenecek misin? “ deyip, gencin önüne düştü.
Giriş
katında idari odalar bulunuyordu, yukarı katlarda da talebelerin
kaldıkları odalar mevcuttu. Apo dayı alt kata yöneldi. Burası
zifiri karanlık bir yerdi. Küf ve çürümüşlük kokusu daha
merdivenlerde duyuluyordu. Işık olmayan bu yere gözler alışınca,
insan dehşete düşüyordu. Bir zamanlar hamam olarak kullanılmış
olan bu zemin katın her yerinden sular sızıyordu. Duvarlar çürümüş,
sıvalar ve tuğlalar dökülmüş haldeydi. Koca sıçanların
burada cirit attığı muhakkaktı. Çürük bir kapı menteşelerinden
sarkıyordu. Apo ağa bu sallanan kapıya bir tekme atarak
devirdi. Yerlerde duran birkaç kiremidi işaret ederek, şöyle
dedi: “Bu tuğlaları kapının dört köşesine koyarak bir
yatak oluştur. İşte sana bağımsız bir daire” deyip, genci
orada bırakarak uzaklaştı.
Genç hiç bozuntuya vermeden sırt çantasında olan birkaç kirli çamaşıra
sıçanların bile tenezzül etmeyeceğini bildiğinden sırt çantasını,
kapıdan yaptığı yatağın üstüne bırakıp mahzenden yukarı
çıktı. Apo ağa gencin kaçmadığını görerek epeyi şaşırmıştı.
Genç selamını vererek görüşmek temennisi ile Apo dayıdan
ayrıldı. Doğru Kapalıçarşı’ nın yolunu tuttu. Bir çok
lisan biliyordu. Avrupa da iki yıl dolaşmış birçok lisan ile
aşina olmuştu. Üniversiteye ara vermeden önce de çarşıya
zaman zaman takılıp hanot yaptığı için işi biliyordu. Önce
çarşıda birkaç halıcı,derici ve kuyumcu ile anlaştı. Arkasından
turistler ile ilişki kurarak onları anlaşmalı dükkanlara yönelterek
,alışverişten %20 alarak yevmiyeyi doğrulttu. Bu genç adamın
bundan sonraki yaşamında bir kaç yıl işi olacaktı.
Yurda dönerken bir karton Mallbora sigarası ve biraz meyve alarak yurda
geldi. Hava hâlâ kararmamıştı. Haziran ayında günler uzun
oluyordu. Apo ağa kapının önündeki merdiven sahanlığına
bir sandalye atmış, gelen geçeni temaşa ediyordu. Genç
merdivenleri ağır ağır çıkıp Apo ağanın önünde durdu.
Kusura bakma dayı bu ufak tefek hediyeyi sana aldım, hoş gör
dedi. Yavaş yavaş mahzene inen merdivenlere doğru yöneldi.
Adam şaşkın ,şaşkın gencin arkasından bakıyordu. Şaşkınlığı
geçince “ zahmet etmişsin yiğen “ deyiverdi.
Genç merdivenden aşağı inerken ansızın hafifçe geri dönerek tam
karşısında sahanlıkta paketlerle oturmakta olan apo ağaya
seslendi. “ dayı be benim için kalacak başka bir yerin yok mu
“ deyiverdi. Yaşlı adam yavaş yavaş kalkarak “ gel bakalım
yeğen seni İgor ve Komünist İzzetin’ nin
odalarına alayım, onlar Ekime kadar Malatya’ dan dönmezler
deyiverdi. Önde Apo dayı arkada genç adam yurdun en üst katına
çıktılar. İgor ve Komünist İzzetin’ nin kaldıkları oda aşağıdaki
izbeliğe nazaran Hilton gibi gelmişti genç adama. Kız talebe
yurdu karşıda tüm ihtişamı ile duruyordu. Genç adamın içinden
balkonlarında oturan kızlara el etmek geldi biran. Odada iki
yatak ve iki elbise dolabı mevcuttu. Köşe oda olduğu için de
her iki tarafa bakan pencereler mevcuttu. Yani aydınlık, ferah
bir odaydı.
Genç adam odayı beğendiğini ve esas sahipleri gelene kadar burada
kalacağını belirtip, teşekkür etti. Apo dayı sağlıcakla
otur deyip, merdivene yöneldiğinde genç adam arkasından bağırdı:
“ Dayı sana zahmet benim aşağıdaki torbayı bi yukarı gönderiversen
makbule geçer ” , biraz sonra Apo dayı çantayı da
getiriverince, hippi kılıklı gencin yurtta geçireceği ilk
geceye hazırlıkları tamamlanmıştı.
Genç yurtta Ekim ayına kadar kaldı. Yurdun sakinleri arasında renkli
kişiliğinden dolayı çok iyi dostlar edindi. Aradan yıllar geçmesine
rağmen pek çoğu ile de dostluklarını devam ettirmektedir.
Yurtta kaldığı 1968 yılında dost olduğu
İgor İhsan İstanbul’ da reklam ajansı, komünist İzzettin
de Hamburg da öğretim görevlisi
olarak hayatını sürdürmektedir. Yurttan Sultantepe’
de tuttuğu köşke çıkarak ayrıldı. Apo ağa ile dostlukları
hiç bitmedi. Yurt yıkılana kadar da yurtla ilişkisini hiç
kesmedi.
Keşke aynı lezzette bir yurdu Malatyalılar tekrar tesis edebilselerdi.
ERDOĞAN ILDIZ
|