Erdoğan ILDIZ    Aydınlık Gazetesi - Makale İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Hikayelerim 1
Sayfalar
İçindekiler
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11 12 13 14 15
16 17 18 19 20
21 22 23 24 25
26 27 28 29 30

 

 

  

3/10/2000

Bamya

 

 

 

Çocuk orta okul ikinci sınıfa devam ediyor,bir taraftan da semt pazarlarında çeşitli ürünler satarak hayatını kazanıyordu. Sabah hal binasına gittiğinde gözüne kestirdiği herhangi bir sebze veya meyvanın pazarlığını yapıyor,bunu diğer pazarcılarla ortak tuttuğu vasıtalarla semt pazarlarına getiriyor, halka sunuyordu. O gün hali dolaştığında nedense bamyadan başka bir sebze veya meyvayı hem kalite hem de fiyat olarak gözüne kestirememişti. Bamyayı almaya karar verdi. Fiyatı enteresan gelmişti,ucuz görünüyordu.

 

Bamya kasaları ile pazardaki yerini aldığında sabahın erken saatleriydi. Daha önce hiç bamya satmamıştı. Sermayesinin üzerine normal olarak sebzelerden ettiği karı yani domatesten ,biberden vs. Den ettiği karı koydu. Üstüne de masraflarını koyarak bamyaya isteyeceği fiyatı buldu. Bulduğu fiyat bile piyasada  bamyaya istenen fiyatın çok altında kalıyordu. Bu işte bir terslik olduğunu düşünerek fiyatını biraz daha üste çekti. Yine de fiyatı tüm rakiplerinden aşağıdaydı. Herhalde çok iyi pazarlık yapıp malı herkesten ucuza aldım diye düşündü ,genç pazarcı.

 

Bin dokuz yüz atmış üç yazı çok sıcak geçiyordu, çocuğun tenteye yatıracak parası bulamadığından sergisinin üstü açıktı. Güneş ortalığı kavuruyor,genç satıcı bir an evvel malını satıp bu cehnemi sıcaktan kurtulmak istiyordu. Alışverişlerin yoğunluğu sabah ve akşam üzeri oluyor,öğlen sıcağında pek fazla alışveriş eden bulunmuyordu. Çocuğun fiyatlarının diğerlerinden ucuz olması genellikle erkek alıcılarda şüphe uyandırıyordu. Pek çok kişi ucuz maldan şüpheleniyor,gidip pahalı malı almayı tercih ediyordu.

 

Çocuk malı öğleden önce bitiremediğinden mecburen akşama kaldı. Benzer ürün satanlar hem kendilerini güneşten korumak için ıslatıyor,hem de sattıkları ürünü ıslatıyorlardı. Çocuk ürünlerin ıslatılmasına bir anlam veremedi. Herhalde taze gözüksünler diye ıslatıyorlardır şeklinde yorum getirdi. Çocuğun ne kendisini,ne de sattığı ürünü ıslatacak hali kalmıştı. Yorgunluktan ve sıcaktan mayışmış halde pazarın canlanmasını bekledi.

 

Akşam üstü işler canlandı,ortalık serinledi. Çocuğun bamyaları kısa zamanda tükendi. Adet olduğu üzere ,tüm pazarcılar gibi çocuk ta peşkirinde biriken paraları saymaya koyuldu. Sayım sonucuna inanamadı. Bir daha saydı. Bamya satışından elde ettiği para bamyaya yatırdığı paradan daha az çıkıyordu. Bunun olması imkansızdı. Kimseye para vermemişti. Para düşürmüş olması da imkansızdı,tezgahı bırakıp hiçbir yere de gitmemişti. Her ihtimale karşı hem tezgahının civarını hem de muhtemelen düşebilecek mekanları bir daha taradı. Maalesef bir şey bulamadı.

 

Akşam olmuş malını erken bitirmiş esnaf ufak ufak toparlanırken,çocuğun düşünceli ve ağlamaklı halini gören tanıdık bir pazarcı çocuğun yanına gelerek,kendisini üzen şeyin ne olduğunu sordu. Çocuk baştan sona kadar durumu özetledi. Paranın nereye gittiğini bir türlü anlamadığını anlattı.

 

Hikayeyi baştan sona büyük bir sabırla dinleyen yaşlı adam,yavaşça söze başlayarak kanaatini dile getirerek şöyle dedi . Senin paranın nereye gittiğini biliyorum evlat “ paran buharlaşmış “ şimdi sana bunun ne anlama geldiğini anlatayım. Bamya çok fire veren bir üründür. Fiyatını oluştururken bu fireyi hesaba katarak fiyatı diğer sebzelere göre daha büyük marjla oluşturacaksın bu birinci püf nokta. Gün içinde de fireyi azaltmak için malı devamlı sulayacaksın ,buharlaşmayı önlemek için elinden geleni yapacaksın,malını gölgede satacaksın, bu da ikinci püf nokta. Yaşlı adam babacan tavırla  sözüne şöyle devam etti. Pazarcılıkta firenin hesabı işin püf noktalarından biridir. Bunu yaşayarak öğrenirsin. Bir günlük yevmiyeni fireye kaptırdın ,yarın benim tezgaha aynı bamyalarla gel zararını çıkarıp kara geçelim.

 

Çocuk ertesi gün tekrar bamya aldı bu defe fiyatları diğer satıcılar ile aynı düzeye getirdi,tenteli tezgahta sattığı için buharlaşma az oluyordu. Diğer taraftan da bamyaları sık sık ıslattığından bamyalar kiloda da ağır çekiyorlardı. Fire oranı çok düşmüş satış hasılatı nerdeyse iki misli fazla olmuştu.

 

Her şeyin bir inceliği vardı. Fire konusunda bamyadan aldığı dersi hiçbir zaman unutmadı. O günden sonra bamya satmamasına rağmen satıcılık hayatında bamya çok özel bir yere oturdu.

 

 

Erdoğan ıldız

 

 

 

1 2 3 4 5 6 7 8
 
 

 
 

17 18 19 20 21 22 23 24
 
 

25 26 27 28 29 30    
 
 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz