Erdoğan ILDIZ    Aydınlık Gazetesi - Makale İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Hikayelerim 1
Sayfalar
İçindekiler
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11 12 13 14 15
16 17 18 19 20
21 22 23 24 25
26 27 28 29 30

 

 

  

25/10/2000

 

ÇATI

 

 

Çatının ne kadar önemli bir şey olduğunu düşündünüz mü? O bunu pek düşünmemişti.

Bebekte çatı katını kiraladıkları zaman öncelikle manzaranın ne kadar güzel olduğunu düşünüyorlardı. Kiraladıkları çatı katının ön ve arka tarafta geniş terasları vardı. Arka taraf koruya bakıyor, ön taraftan da küçük Bebek caddesi görünüyordu. Teraslar geniş, cennet gibiydi. Dairenin üstünde çatı yoktu. Düz damdı. Baharda kiraladıkları dairenin sefasını yaz boyunca sürdüler. Her şey sonbaharda yağmurlar başlayana kadar güzeldi. Yağmurlar başlayınca genç evli çift de şafak attı. Her yer akıyordu. Daha önce  çeşitli apartmanlarda çatıdan uzak dairelerde oturmuşlardı. Çatıya yakın bir konumda ikamet etmenin açılımlarını bilmiyorlardı. Çaresiz bu işin üstesinden gelecek ustaların peşlerine düştüler. Çatı izolasyonu için çeşitli yöntemler bulunuyordu. Hepsi denendi yıllar içinde. Bina yaşlı bir binaydı. Zaman içinde bina işlemiş tavanda yer yer büyük çatlaklar meydana gelmişti. Bu çatlaklardan suyun akmasını önlemek için yapılan her şey boşunaydı. Durumu defalarca mal sahibine söylemişler, adam bir çözüm getirmeye yanaşmamıştı. Dairesine daha fazla yatırım yapmak istemiyordu. Genç evli bu daireyi çok sevdikleri için buradan taşınmakta işlerine gelmiyordu. Aradan beş sene geçmiş akıntılarla uğraşmaktan bitap düşmüşlerdi. En iyisi daireyi satın alıp, üstüne bir çatı kondurmaktı. Nitekim öyle de yaptılar. Daireyi 1978 yılında satın alıp, üstüne bir de çatı kondurunca olayı ilelebet çözmüşlerdi.

Aradan yıllar geçti bu defa adam Milas – Bodrum karayolu üzerinde bir halı çiftliği kurma çalışmaları ile uğraşıyordu. Halı çiftliğinin ana binası enteresan bir binaydı. Orijinali Ağa Han mimarlık ödülü kazanmış bu binanın çatısının yapımına geldiklerinde zorluklarla karşılaşmışlardı. Muğla’ nın Ula ilçesinde bulunan bu tip evlerin çatısında Cihannüma denilen bir ekstra çatı daha vardı; buradan orta salona ışık ve hava alınıyor, bu düzenleme bina içinde hava sirkülasyonunu sağlayıp binayı serin tutuyordu. Binayı yapan mimar her yolu deneyip bu ağır çatıyı normal keresteler ile kuramayınca, beton kirişler ile olayı çözme yoluna gitti. Bu çabalar açılışı üç ay erteleyince, adam mimarına takılarak “ göreceksin Reşat bir çatı bulup bu işi bir haftada bitireceğim “ dedi. Halı çiftliği 1985 yılında devreye girdi. Adamın faaliyet alanı el halısı imalatı, yıkaması, aprelemesi ve turistik el halısı satışı idi. Yoğun işleri arasında çatı konusunu unuttu gitti. Ne zaman ki körfez krizi gelip çattı, o zaman garip bir tesadüfle çatı olayı tekrar gündeme geldi.

Körfez krizinden işleri etkilenmiş, pek çok turistik satış mağazasını kapatmak zorunda kalmıştı. Mağazalardan ve genel yönetim kadrosundan yüzlerce kişinin işine son vermişti. Elindeki kadroda çok değerli elemanlarda mevcuttu, bunlardan ayrılmak istemediğinden yeni farklı bir iş arayışındaydı. Niyeti bu değerli kadroları bu yeni  iş kolunda değerlendirmekti. Tam o sırada tanıdığı bir Belçikalı arkadaşı çıkageldi. Adam daha önce ondan halı alıyordu. Bay Albreght bazı mobilya mağazaları zincirinin halı alış işine bakıyordu. Şimdi bu görevinden ayrılmış, hafif çatı malzemeleri üreten bir şirketin başına geçmişti. Yeni Zelanda patentli bu metal kiremitler 130 cm. boyunda 40 cm. eninde paneller halinde üretiliyordu. Montajı çok kolay ve  fiyatı hesaplıydı. Birden mimarı Reşat’ a verdiği sözü anımsadı. İşte Türkiye’ nin bu kiremitlere ihtiyacı vardı. Mimarlar artık hem süratli hem de daha cazibeli ve ilginç çatılar yapabilirlerdi. Bu kiremitlerin çok önemli başka bir avantajları vardı. Her türlü eğimle monte edilebilen bu malzeme Türkiye genelinde kullanılmayan çatı altlarını da değerlendirecek bir özelliğe sahipti. Bu malzeme ile çatı altlarının bir daireye dönüştürülmesi işten bile değildi. Halıcı  bu çatı işinde iyi bir istikbal görmüştü. Hemen ekibi topladı, durum değerlendirmesi yapıldı. İşe girme kararını müteakip, ana firma olan Yeni Zelanda firmasının Avrupa sorumlusu ile temasa geçildi. Firmanın Avrupa sorumlusu mr. Aschworth Türkiye’ ye geldi. Sıkı görüşmeler sonucu Türkiye genel distribütörlüğü alındı. Halıcı çatılardan çektiği çile sonucu çatıcı da olmuştu.

Aradan yıllar geçti, kurmay kadroyu da ortak ettiği bu çatı şirketi şimdi Türkiye’ yi güzel çatılarla donatan Türkiye’ nin en büyük ve prestijli çatı firmasıdır.

Halı çiftliğini yapan mimar Reşat, çiftliğin inşaatı ile uğraşırken Bodrum yöresine yerleşme kararı aldı. İstanbul ile ilişkisini kesti. Bodrum’ da inşaatlar yapıyor ancak o yörede çatıya müsaade edilmediği için halıcının çatılarını kullanamıyor. Buna hayıflanan halıcı düz damların izolasyonu için de bir ürün arayışına girdi. Bebek’te akan damın da sorununu çözebilecek bir malzeme buldu. Bu malzeme ile çatısız akan damların da sorunu çözülmüş oldu. Bu sorunların çözümünün kendisine nasip olacağını rüyasında görse inanmazdı. Ancak yaşamın cilvelerini bilemiyor insan.

Bilmem, çatı olayının önemini anlatabildik mi?

 

 

ERDOĞAN ILDIZ

 

 

1 2 3 4 5 6 7 8
 
 

 
 

17 18 19 20 21 22 23 24
 
 

25 26 27 28 29 30    
 
 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz